Çağdaş Sözlük

haşv ~ حشو

Redhouse Sözlüğü - haşv ~ حشو maddesi. Sayfa: 787 - Sira: 18

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü haşv - حشو ingilizce anlamı, حشو - haşv osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حشو - haşv kelimesi nasıl geçiyor. haşv osmanlıca nasıl yazılır. haşv nedir, haşv ne demek arapca yazılışı.

حشو means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حشو. حشو attoman turkish I mean, حشو What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حشو, Ottoman Turkish English Dictionary

حشو ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حشو تعني باللغة الإنجليزية. حشو ماذا يعني في اللغة العثمانية. حشو ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حشو

حشو چه کلمات انگلیسی چیست؟ حشو به معنای انگلیسی. حشو چه در زبان عثمانی بود. حشو به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حشو

haşv ~ حشو güncel sözlüklerde anlamı:

HAşV ::: (Haşiv) (C.: Ahşâ) Tıb: Vücudun içindeki uzuvlardan her birisi. * Minder, yastık gibi şeylerin içini dolduran pamuk, kuru ot. * Kırılması ihtimali olan eşyanın arasına konan yumuşak, ot gibi şey. * Edb: İbarede lüzumsuz söz bulunması, aynı mânada iki kelimeyi yanyana söylemek: Ahd ü peymân, vakt ü zaman, ferid ü yektâ... gibi.

HAşV ::: Hurmanın kötüsü.

haşv ::: (a. i. c. : haşviyyât) : 1) minder, yastık gibi şeylerin içine doldurulan pamuk, kıtık, kuru ot. 2) kırılacak şeylerin arasına konulan saman ve şâire. 3) ed. uzun ve faydasız söz, dolma ve doldurma söz.

haşv-i kabîh ::: ed. söze çirkinlik veren fazlalık.

haşv-i melîh ::: ed. ibare arasında, cümle-i mutarıza, kabilinden bir söz karıştırma ve ikinci derecede bir mânâ ifâde etmektir.

haşv-i müfsid ::: ed. yalnız kalabalık etmekle kalmayıp mânâyı da anlaşılmaz bir hâle getiren.

haşv-i mutavassıt ::: ed. söze çirkinlik te, güzellik te vermiyen fazlalık.

haşv ::: fazladan söz, haşiv.

haşv ::: doldurulmuş , yararsız söz , kuru ot

haşv ::: ‬doldurulmuş

haşv ::: yararsız söz

haşv ::: kuru ot

HAŞV :::

(Haşiv) (C.: Ahşâ) Tıb: Vücudun içindeki uzuvlardan her birisi. * Minder, yastık gibi şeylerin içini dolduran pamuk, kuru ot. * Kırılması ihtimali olan eşyanın arasına konan yumuşak, ot gibi şey. * Edb: İbarede lüzumsuz söz bulunması, aynı mânada iki kelimeyi yanyana söylemek: Ahd ü peymân, vakt ü zaman, ferid ü yektâ... gibi.