Çağdaş Sözlük

hırs ~ حرص

Redhouse Sözlüğü - hırs ~ حرص maddesi. Sayfa: 776 - Sira: 10

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hırs - حرص ingilizce anlamı, حرص - hırs osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حرص - hırs kelimesi nasıl geçiyor. hırs osmanlıca nasıl yazılır. hırs nedir, hırs ne demek arapca yazılışı.

حرص means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حرص. حرص attoman turkish I mean, حرص What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حرص, Ottoman Turkish English Dictionary

حرص ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حرص تعني باللغة الإنجليزية. حرص ماذا يعني في اللغة العثمانية. حرص ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حرص

حرص چه کلمات انگلیسی چیست؟ حرص به معنای انگلیسی. حرص چه در زبان عثمانی بود. حرص به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حرص

hırs ~ حرص güncel sözlüklerde anlamı:

HIRS ::: Aç gözlülük. Tamahkârlık. * Kızgınlık. * Şiddetli istek, arzu. * Azgınlık.(Hırs ile aculiyet sebeb-i haybettir. Zira, müretteb basamaklar gibi fıtrattaki tertibe, teselsüle tatbik-i hareket etmediğinden haris muvaffak olamaz... M.)(Arkadaş! Esbab ve vesaiti insan kucağına alıp yapışırsa, zillet ve hakarete sebep olur. Meselâ: Kelp, bütün hayvanlar içerisinde birkaç sıfat-ı hasene ile muttasıftır ve o sıfatlar ile iştihar etmiştir. Hattâ sadakat ve vefâdarlığı darb-ı mesel olmuştur. Bu güzel ahlâkına binaen, insanlar arasında kendisine mübarek bir hayvan nazarıyla bakılmağa lâyık iken, maalesef insanlar arasında mübarekiyet değil necis-ül-ayn addedilmiştir.Tavuk, inek, kedi gibi sair hayvanlarda, insanların onlara yaptıkları ihsanlara karşı şükran hissi olmadığı halde, insanlarca aziz ve mübarek addedilmektedirler. Bunun esbabı ise, kelpte hırs marazı fazla olduğundan esbab-ı zâhiriyeye öyle bir derece ihtimam ile yapışır ki, Mün'im-i Hakiki'den bütün bütün gafletine sebep olur. Binaenaleyh, vasıtayı müessir bilerek Müessir-i Hakiki'den yaptığı gaflete ceza olarak necis hükmünü almıştır ki tâhir olsun. Çünki hükümler, hadler günahları affeder. Ve beyn-en-nâs tahkir darbesini, gaflete keffaret olarak yemiştir.Öteki hayvanlar ise, vesaiti bilmiyorlar ve esbaba o kadar kıymet vermiyorlar. Meselâ: Kedi seni sever, tazarru eder. Senden ihsanı alıncaya kadar. İhsanı aldıktan so a öyle bir tavır alır ki, sanki aranızda muarefe yokmuş ve kendilerinde sana karşı şükran hissi de yoktur. Ancak Mün'im-i Hakiki'ye şükran hisleri vardır. Çünki, fıtratları Sânii bilir ve lisan-ı halleriyle ibadetini yaparlar. Şuur olsun olmasın...Evet kedinin "Mır-mır" ları "Yâ Rahim! Yâ Rahim! Yâ Rahim!" dir. M.N.)

HIRS ::: (Hurs) Takdir, kıyas. * Altın veya gümüşten halka.

HIRS ::: Ayı.

HIRS ::: Saklamak.

hırs ::: (a. i.) : 1) öfke, kızgınlık. 2) azgınlık. 3) sonu gelmiyen arzu, istek, (bkz. : tûl-i emel).

hırs ::: (a. i.) : takdir ve kıyas.

hırs ::: (f. i.) : zool. ayı. (bkz. : dübb).

hırs-beçe ::: zool. ayı yavrusu, (bkz. : hırsek).

hırs ::: aç gözlülük, aşırı düşkünlük.

HIRS ::: İki aç kurt bir koyun sürüsüne girdiği zaman yaptıkları zarardan, mal ve şöhret hırsının insana yapacağı zarar daha çoktur. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Âdemoğlu helâk olsa, ihtiyârlasa bile, onda hırs ve emel (istek) yine kalır. (Hadîs-i şerîf-Hilyet-ül-Evliyâ)

Hırslı insan, helâl haram demeden her istediğine kavuşmak, başkalarının zararına da olsa, beğendiği şeyleri toplamak, ister. Hırs veya tamah, kalb hastalıklarındandır. Hırs ve tamahkârlığın en kötüsü insanlardan (bir şeyler) beklemektir. (İmâm-ı Gazâlî)

Hırsı bırak da yorulma
Geçimde tamaha kapılma

Niçin malı cem' edersin
Kime topladın bilemezsin

Rızk vaktiyle ayrıldı
Sû-i zan faydasız kaldı

Her hırs sâhibi fakirdir
Her kanâatkârsa zengin.

(Behlül Dânâ)

HIRS ::: İki aç kurt bir koyun sürüsüne girdiği zaman yaptıkları zarardan, mal ve şöhret hırsının insana yapacağı zarar daha çoktur. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Âdemoğlu helâk olsa, ihtiyârlasa bile, onda hırs ve emel (istek) yine kalır. (Hadîs-i şerîf-Hilyet-ül-Evliyâ)

Hırslı insan, helâl haram demeden her istediğine kavuşmak, başkalarının zararına da olsa, beğendiği şeyleri toplamak, ister. Hırs veya tamah, kalb hastalıklarındandır. Hırs ve tamahkârlığın en kötüsü insanlardan (bir şeyler) beklemektir. (İmâm-ı Gazâlî)

Hırsı bırak da yorulma
Geçimde tamaha kapılma

Niçin malı cem' edersin
Kime topladın bilemezsin

Rızk vaktiyle ayrıldı
Sû-i zan faydasız kaldı

Her hırs sâhibi fakirdir
Her kanâatkârsa zengin.

(Behlül Dânâ)

Hırs :::


  1. Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku.

  2. Öfke, kızgınlık
    Örnek: Hırsımdan bazılarına tablomu bedava verdim, alın, götürün diye bağırdım. H. C. Yalçın

hırs ::: ayı , şiddetli istek , hırs , aç gözlülük

hırs ::: ‬hırs

hırs ::: ‬ayı

hırs ::: (a. i.) 1) öfke, kızgınlık. 2) azgınlık. 3) sonu gelmiyen arzu, istek, (bkz. : tûl-i emel).

hırs ::: (a. i.) takdir ve kıyas.

hırs ::: ateş, harislik, hınç, öfke, tamah

HIRS :::

Saklamak