Çağdaş Sözlük

cefa ~ جفا

Redhouse Sözlüğü - cefa ~ جفا maddesi. Sayfa: 665 - Sira: 2

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü cefa - جفا ingilizce anlamı, جفا - cefa osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte جفا - cefa kelimesi nasıl geçiyor. cefa osmanlıca nasıl yazılır. cefa nedir, cefa ne demek arapca yazılışı.

جفا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language جفا. جفا attoman turkish I mean, جفا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish جفا, Ottoman Turkish English Dictionary

جفا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ جفا تعني باللغة الإنجليزية. جفا ماذا يعني في اللغة العثمانية. جفا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية جفا

جفا چه کلمات انگلیسی چیست؟ جفا به معنای انگلیسی. جفا چه در زبان عثمانی بود. جفا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت جفا

cefa ~ جفا güncel sözlüklerde anlamı:

CEFA ::: Eziyet. Sıkıntı. Zulüm. * Bir şey yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak.

"); cefâ ::: (a. i.) : 1) eziyet, incitme, (bkz. : cevr, ezâ).

cefâ-yı yâr ::: sevgilinin cefâsı. 2) tas. tarîkat adamının kalbinin öğrendiklerinden perîşan olması.

cefâ ::: eziyet.

CEFa ::: Hayâ îmândandır. Fuhuş (çirkin şeyler) söylemek cefâdandır. Îmân Cennet'e, cefâ Cehennem'e götürür. (Hadîs-i şerîf-Buhârî)

Şu üç günah, îmânın gitmesine sebeb olur: Birincisi, îmân nîmetine kavuştuğuna şükretmemek. İkincisi, îmânın gitmesinden korkmamak. Üçüncüsü, müminlere ezâ ve cefâ etmek. Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Haksız yere bir müslümanı incitmek, Kâbe'yi yetmiş defâ yıkmaktan daha büyük günahtır. (Hakîm-i Tirmîzî)

Peygamber efendimizin aklı o kadar çoktu ki, Arabistan Yarımadası'nda, sert, inatçı insanlar arasında gelip, çok güzel idâre ederek ve cefâlarına sabrederek, onları yumuşaklığa ve itâate getirdi. Çoğu eski dinlerini bırakıp müslüman oldu. (Yûsuf Sinânüddîn)

Her işe Besmele ile başla. Temiz ol. Dâimâ iyiliği âdet edin. Tembel olma. Namaza önem ver. Nîmete şükr, belâya sabret. Dünyâ rahatına aldanma. Kimseye kızma. Eziyet ve cefâ etme. (Akşemseddîn)

Cefa :::


  1. Büyük sıkıntı, üzgü, eziyet, zulüm
    Örnek: Esirlikte ve cefada, millet ruhunu tavlandıran bir sır olduğuna o akşam inandım. R. E. Ünaydın

cefâ ::: eziyet , sıkıntı , üzme , eziyet etme

cefâ ::: ‬üzme

cefâ ::: eziyet etme

cefa ::: sıkıntı, zulüm

CEFA :::

Eziyet. Sıkıntı. Zulüm. * Bir şey yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak