cebbar ~ جبار
Redhouse Sözlüğü - cebbar ~ جبار maddesi. Sayfa: 641 - Sira: 32
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü cebbar - جبار ingilizce anlamı, جبار - cebbar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte جبار - cebbar kelimesi nasıl geçiyor. cebbar osmanlıca nasıl yazılır. cebbar nedir, cebbar ne demek arapca yazılışı.
جبار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language جبار. جبار attoman turkish I mean, جبار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish جبار, Ottoman Turkish English Dictionary
جبار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ جبار تعني باللغة الإنجليزية. جبار ماذا يعني في اللغة العثمانية. جبار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية جبار
جبار چه کلمات انگلیسی چیست؟ جبار به معنای انگلیسی. جبار چه در زبان عثمانی بود. جبار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت جبار
cebbar ~ جبار güncel sözlüklerde anlamı:
CEBBAR ::: (Sıfat-ı İlahiyedendir) İstediğini mutlak yapan, dilediğine muktedir olan. Büyüklük, azamet ve kudret sahibi. İmar eden Cenab-ı Hak. Kullarını ıslah edip tevbeye götüren Allah Teâlâ Hz.leri (C.C.) * Zâlim, gaddar, müstebid, mütemerrid insanlar da bu sıfatla tavsif edilir. Meselâ; Cengiz, cebbar ve gaddar bir devlet adamı idi. * Koz: Gökyüzünün cenubunda bulunan bir yıldız kümesi.
cebbar ::: (a. s. cebr'clen. c. : cebâbire) : 1) cebredici, zorlayıcı, zorba. 2) kuvvet ve kudret sahibi, Allah. 3) erkek adı. 4) becerikli [kadın], 5) i. gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.
Cebbâr ::: istediğini mutlaka yaptıran Allah.
cebbar ::: cebreden, zorba.
CEBBaR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
... Allahü teâlâ Müheymindir (her şeyi gözetip koruyandır), Azîzdir (hükmünde gâlibdir), Cebbârdır, Mütekebbirdir (kibriyâ ve azamete büyüklüğe ancak o müstehaktır). Allah müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir (uzaktır). (Haşr sûresi: 23)
Cebbâr (olan Allahü teâlâ) kıyâmet günü mülkü olan gökleri ve yerleri eline (kudretine) alır ve buyurur ki: Cebbâr benim, Melik benim. Hani cebbârlar, mütekebbirler (kendilerini büyük görenler) nerede? (Hadîs-i şerîf-Sünen-i İbn-i Mâce)
Sabah ve akşam el-Cebbâr ismi şerîfini okumaya devâm eden kimse zâlimlerin zulmünden korunmuş olur. Yolculukta da olsa zarar görmez. (Yûsuf Nebhânî)
2. Kibirli, zorba, gaddâr.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
O peygamberler düşmanları üzerine Allah'tan zafer istediler ve her inatçı cebbâr da hüsrâna uğradı. (İbrâhim sûresi: 15)
Cennet ile Cehennem şöyle münâkaşa ettiler. Cehennem; bende cebbârlar, mütekebbirler var dedi. Cennet de bende Allah'tan korkan, zaîfler ve fakirler var dedi. Bunun üzerine Allahü teâlâ bunların dâvâlarını şu sûretle halletti: "Ey Cennet! Sen benim rahmetimsin. Seninle dilediğime rahmet ederim. Ey Cehennem, sen de benim azâbımsın. İstediğime seninle azâb ederim. Her ikinizi de doldurmak bana âittir. (Hadîs-i şerîf-Müslim, Riyâz-üs-Sâlihîn)
İnsanlar kibirlene kibirlene cebbârlar sırasına geçer. Cebbârın başına gelen azâb onların da başına gelir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, İbn-i Mâce)
CEBBaR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
... Allahü teâlâ Müheymindir (her şeyi gözetip koruyandır), Azîzdir (hükmünde gâlibdir), Cebbârdır, Mütekebbirdir (kibriyâ ve azamete büyüklüğe ancak o müstehaktır). Allah müşriklerin koştukları ortaklardan münezzehtir (uzaktır). (Haşr sûresi: 23)
Cebbâr (olan Allahü teâlâ) kıyâmet günü mülkü olan gökleri ve yerleri eline (kudretine) alır ve buyurur ki: Cebbâr benim, Melik benim. Hani cebbârlar, mütekebbirler (kendilerini büyük görenler) nerede? (Hadîs-i şerîf-Sünen-i İbn-i Mâce)
Sabah ve akşam el-Cebbâr ismi şerîfini okumaya devâm eden kimse zâlimlerin zulmünden korunmuş olur. Yolculukta da olsa zarar görmez. (Yûsuf Nebhânî)
2. Kibirli, zorba, gaddâr.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
O peygamberler düşmanları üzerine Allah'tan zafer istediler ve her inatçı cebbâr da hüsrâna uğradı. (İbrâhim sûresi: 15)
Cennet ile Cehennem şöyle münâkaşa ettiler. Cehennem; bende cebbârlar, mütekebbirler var dedi. Cennet de bende Allah'tan korkan, zaîfler ve fakirler var dedi. Bunun üzerine Allahü teâlâ bunların dâvâlarını şu sûretle halletti: "Ey Cennet! Sen benim rahmetimsin. Seninle dilediğime rahmet ederim. Ey Cehennem, sen de benim azâbımsın. İstediğime seninle azâb ederim. Her ikinizi de doldurmak bana âittir. (Hadîs-i şerîf-Müslim, Riyâz-üs-Sâlihîn)
İnsanlar kibirlene kibirlene cebbârlar sırasına geçer. Cebbârın başına gelen azâb onların da başına gelir. (Hadîs-i şerîf-Tirmizî, İbn-i Mâce)
Cebbar :::
- Kudret sahibi, Tanrı.
- Gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.
- Becerikli, açıkgöz (kadın).
- Zorlayıcı, zorba.
cebbâr ::: zorba , zalim , güçlü
cebbâr ::: zorba
cebbâr ::: güçlü
cebbâr ::: Tanrı
cebbâr ::: tuttuğunu koparan
cebbâr ::: becerikli
cebbar ::: (a. s. cebr'clen. c. : cebâbire) 1) cebredici, zorlayıcı, zorba. 2) kuvvet ve kudret sahibi, Allah. 3) erkek adı. 4) becerikli [kadın], 5) i. gökyüzünün güneyinde bulunan bir yıldız kümesi.
cebbar ::: zorba
CEBBAR :::