Çağdaş Sözlük

tecelli ~ تجلی

Redhouse Sözlüğü - tecelli ~ تجلی maddesi. Sayfa: 499 - Sira: 24

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü tecelli - تجلی ingilizce anlamı, تجلی - tecelli osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تجلی - tecelli kelimesi nasıl geçiyor. tecelli osmanlıca nasıl yazılır. tecelli nedir, tecelli ne demek arapca yazılışı.

تجلی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تجلی. تجلی attoman turkish I mean, تجلی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تجلی, Ottoman Turkish English Dictionary

تجلی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تجلی تعني باللغة الإنجليزية. تجلی ماذا يعني في اللغة العثمانية. تجلی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تجلی

تجلی چه کلمات انگلیسی چیست؟ تجلی به معنای انگلیسی. تجلی چه در زبان عثمانی بود. تجلی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تجلی

tecelli ~ تجلی güncel sözlüklerde anlamı:

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) : (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) : 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı : "setr"]

tecellî-i âsâr ::: tas. cismânî suretteki şahadet âlemi.

tecellî-i ef'âl ::: tas. Allah'ın fiillerinden bir fi'lin, kulun kalbine münkeşif olması.

tecellî-i esma ::: tas. Allah'ın esmâ-i hüsnâsından (Allah adlarından) bir ismin abdin kalbine münkeşif olması.

tecellî-i rahîmî ::: tas. Allah tarafından mü'minle-re, sıddîklere ifâza olunan kemâlât.

tecellî-i rahmani ::: tas. Allah tarafından mevcudata ifâza olunan vücut.

tecellî-i sıfat ::: tas. Allah'ın sıfatlarından bir sıfatın kulun kalbinde münkeşif olması.

tecellî-i sıfâtî ::: tas. mebdei, zâtten temeyyüz ve taayyün edecek veçhile ilâhî sıfatlardan bir sıfatla vuku' bulan tecellî.

tecellî-i şuhûdi ::: tas. nur ismi ile müsemmâ (adlanmış) olan vücûdun zuhuru.

tecellî-i zatî ::: tas. hiçbir sıfat îtibar etmeksizin mebde-i zât olan tecellî.

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) : (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) : 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı : "setr"]

tecellî-i âsâr ::: tas. cismânî suretteki şahadet âlemi.

tecellî-i ef'âl ::: tas. Allah'ın fiillerinden bir fi'lin, kulun kalbine münkeşif olması.

tecellî-i esma ::: tas. Allah'ın esmâ-i hüsnâsından (Allah adlarından) bir ismin abdin kalbine münkeşif olması.

tecellî-i rahîmî ::: tas. Allah tarafından mü'minle-re, sıddîklere ifâza olunan kemâlât.

tecellî-i rahmani ::: tas. Allah tarafından mevcudata ifâza olunan vücut.

tecellî-i sıfat ::: tas. Allah'ın sıfatlarından bir sıfatın kulun kalbinde münkeşif olması.

tecellî-i sıfâtî ::: tas. mebdei, zâtten temeyyüz ve taayyün edecek veçhile ilâhî sıfatlardan bir sıfatla vuku' bulan tecellî.

tecellî-i şuhûdi ::: tas. nur ismi ile müsemmâ (adlanmış) olan vücûdun zuhuru.

tecellî-i zatî ::: tas. hiçbir sıfat îtibar etmeksizin mebde-i zât olan tecellî.

tecellî ::: görünme, belirme.

TECELLi ::: Evliyâ herkes gibi, bir mezhebe tâbi olarak yükselmişlerdir. Ahkâm-ı İslâmiyye'ye yapışmak, bir ağaç dikmek gibidir. Evliyâya hâsıl olan ilimler, mârifetler, tecellîler keşfler, ve muhabbet-i zâtiyye bu ağacın meyveleri gibidir. (Rükneddîn-i Çeştî)

Zât-ı ilâhînin (Allahü teâlânın) tecellîsi bu dünyâda yalnız Muhammed aleyhisselâma nasîb oldu. Başkalarına ise âhirette nasîb olacağı bildirildi. (İmâm-ı Rabbânî)

Allahü teâlâ insanın kalbine tecellî eder. Fakat bu tecellî Allahü teâlânın sıfatlarının tecellîsidir. (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)

Tasavvufta keder ve ümidsizlik yoktur. Yalnız sevgi ve tecellîler vardır. (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî)

Tecelli ::: Bildirme, görünme. Tasavvuf düşüncesine ve bu düşünüşü benimsemiş kimselere göre gördüğümüz her şey Tanrı'nın bir tecellisidir.

tecellî ::: görünme , ortaya çıkma

tecelli ::: görünme

tecellî ::: ‬görünme

tecellî ::: ortaya çıkma

tecellî ::: kader

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı :

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı :

tecelli ::: cilve, kader