Çağdaş Sözlük

te'sir ~ تأثیر

Redhouse Sözlüğü - te'sir ~ تأثیر maddesi. Sayfa: 472 - Sira: 34

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü te'sir - تأثیر ingilizce anlamı, تأثیر - te'sir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte تأثیر - te'sir kelimesi nasıl geçiyor. te'sir osmanlıca nasıl yazılır. te'sir nedir, te'sir ne demek arapca yazılışı.

تأثیر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language تأثیر. تأثیر attoman turkish I mean, تأثیر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish تأثیر, Ottoman Turkish English Dictionary

تأثیر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ تأثیر تعني باللغة الإنجليزية. تأثیر ماذا يعني في اللغة العثمانية. تأثیر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية تأثیر

تأثیر چه کلمات انگلیسی چیست؟ تأثیر به معنای انگلیسی. تأثیر چه در زبان عثمانی بود. تأثیر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت تأثیر

te'sir ~ تأثیر güncel sözlüklerde anlamı:

TE'SiR ::: Bir şeyde eser ve nişane bırakma. * Vasıfları ve halleri değiştirme. * İşleme, dokuma, iz bırakma. * İçe işleme. * Kederlenme.(Esbaba te'sir-i hakiki verilmemiş. Vahdet ve celâl öyle ister. Lâkin mülk cihetinde esbab dest-i kudrete perde olmuştur. İzzet ve azamet öyle ister. Tâ, nazar-ı zâhirde, dest-i kudret mülk cihetindeki umûr-u hasise ile mübaşir görülmesin. M.)(Kevn ve vücud sahasında durup, ahval-i âleme dikkat eden adam, hadsî bir sür'atle anlar ki: Te'sir ve fâiliyet lâtif, nurani, mücerred olan şeylerin şe'ni olduğu gibi; infial, kabiliyet, teessür de maddi, kesif, cismani şeylerin hassasıdır. Evet misal olarak semadaki nur ile yerdeki şu kocaman dağa bak. O nur semâda iken ziyâsiyle yerde iş görür, faaliyettedir. O dağ ise, azametiyle beraber faaliyetsiz yerinde oturuyor. Ne bir tesiri var ve ne de bir fiili var.Ve keza, eşya arasında vukua gelen fiillerden anlaşılıyor ki, hangi bir şey lâtif, nurani ise, sebep ve fâil olmaya kesb-i liyakat eder. Kesafeti nisbetinde de infial ve müsebbebiyet mertebesine yakışıyor. Bundan anlaşılıyor ki, esbab-ı zâhiriyenin Hâlikıyla, müsebbebatın mucidi, ancak ve ancak Nur-ül-Envar, Sâni-i Ezelî'dir. M.N.)

te'sîr ::: (a. i. isr'den. c. : te'sîrât) : 1) alâmet, nişan bırakma. "2) işleme, dokunma; içe işleme. 3) kederlendirme. Serî-üt-te'sîr : çabuk te'sîr eden.

te'sîr ::: etki , iz bırakma , etkileme

te'sir ::: etkileme , bir şeyde eser ve nişane bırakma , vasıfları ve halleri değiştirme , işleme , dokuma , iz bırakma , içe işleme , kederlenme

te’sîr ::: ‬iz bırakma

te’sîr ::: etkileme

te’sîr ::: etki

te'sîr ::: (a. i. isr'den. c. : te'sîrât) 1) alâmet, nişan bırakma.

TE'SİR :::

Bir şeyde eser ve nişane bırakma. * Vasıfları ve halleri değiştirme. * İşleme, dokuma, iz bırakma. * İçe işleme. * Kederlenme.(Esbaba te'sir-i hakiki verilmemiş. Vahdet ve celâl öyle ister. Lâkin mülk cihetinde esbab dest-i kudrete perde olmuştur. İzzet ve azamet öyle ister. Tâ, nazar-ı zâhirde, dest-i kudret mülk cihetindeki umûr-u hasise ile mübaşir görülmesin. M.)(Kevn ve vücud sahasında durup, ahval-i âleme dikkat eden adam, hadsî bir sür'atle anlar ki: Te'sir ve fâiliyet lâtif, nurani, mücerred olan ş