pir ~ پير
Redhouse Sözlüğü - pir ~ پير maddesi. Sayfa: 463 - Sira: 2
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü pir - پير ingilizce anlamı, پير - pir osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte پير - pir kelimesi nasıl geçiyor. pir osmanlıca nasıl yazılır. pir nedir, pir ne demek arapca yazılışı.
پير means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language پير. پير attoman turkish I mean, پير What is the meaning of the word, what does it mean in turkish پير, Ottoman Turkish English Dictionary
پير ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ پير تعني باللغة الإنجليزية. پير ماذا يعني في اللغة العثمانية. پير ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية پير
پير چه کلمات انگلیسی چیست؟ پير به معنای انگلیسی. پير چه در زبان عثمانی بود. پير به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت پير
pir ~ پير güncel sözlüklerde anlamı:
PiR ::: f. Yaşlı, ihtiyar. * Reis. * Bir tarikatın kurucusu. * Herhangi bir meslek ve san'atın başlatıcısı, te'sis edicisi.(Kur'an-ı Hakim; enbiyaları, insanın cemaatlerine terakkiyat-ı mâneviye cihetinde birer pişdar ve imam gönderdiği gibi; yine insanların terakkiyat-ı maddiye suretinde dahi o enbiyanın herbirisinin eline bâzı hârikalar verip yine o insanlara birer ustabaşı ve üstad etmiştir. Onlara mutlak olarak ittibaa emrediyor. İşte enbiyaların mânevi kemâlatını bahsetmekle insanları onlardan istifadeye teşvik ettiği gibi, mu'cizatlarından bahis dahi; onların nazirelerine yetişmeye ve taklitlerini yapmaya bir teşviki işmam ediyor. Hattâ denilebilir ki: Mânevi kemalât gibi maddî kemâlâtı ve hârikaları dahi en evvel mu'cize eli nev'-i beşere hediye etmiştir. İşte Hazret-i Nuh'un (Aleyhisselâm) bir mu'cizesi olan sefine ve Hazret-i Yusuf'un (Aleyhisselâm) bir mucizesi olan saatı; en evvel beşere hediye eden, dest-i mu'cizedir. Bu hakikata lâtif bir işârettir ki: San'atkârların ekseri, herbir san'atta birer peygamberi pir ittihaz ediyor. Meselâ gemiciler Hazret-i Nuh'u (Aleyhisselâm), saatçılar Hazret-i Yusuf'u (Aleyhisselâm), terziler Hazret-i İdris'i (Aleyhisselâm) ... S.)
"); pîr ::: (f. s. c. : pîrân) : 1) yaşlı, ihtiyar, (bkz. : sâl-hûrde).
pîr-i fânî ::: pek yaşlı ve zayıf adam. 2) i. Bir tarikatın ilk kurucusu. Hazret-i pîr Mevlânâ. 3) her meslek ve sanatın kurucusu, öncüsü. Pirimiz üstadımız...
pîr-i mugan ::: meyhaneci. 4) zf. adamakıllı, iyice.
pîr ü bernâ ::: ihtiyar ve genç.
pîr ::: ihtiyar, öncü, şeyh.
PiR ::: Kimisi bezirgân, kimisi hoca,
Ecel şerbetini içmek de güç a
Kimi ak sakallı kimi pîr koca
Ne söylerler ne bir haber verirler.
(Yûnus Emre)
2. Mürşîd-i kâmil, tasavvuf yolunda rehber zât.
Pîr, Allahü teâlânın rızâsına kavuşturur. (Hâce Behâüddîn Buhârî)
Pîr, kâmil ve mükemmil ise (yetişmiş ve yetiştiren ise), sohbeti büyük nîmettir. Ve onun bakışı devâ (ilâç) ve sözleri (sohbeti) şifâdır. Ve sohbetsiz vüsul (kavuşmak) mümkün değildir. (Abdülhakîm Arvâsî)
Pîre bağlılıkta bozukluk olursa, yükselmek düşünülemez. (Hâce Muhammed Bâkî-billah)
Her işte pîrlerin mübârek rûhlarını vâsıta yaparak Allahü teâlâya yalvarmalı ve duâ etmelidir. (Süleymân bin Cezâ)
Bağlı olunan pîre, zâhiren (açıkça) ve bâtınen (gizli) îtirâz etmek feyz kapısını kapatır. (Hayderîzâde İbrâhim Fasîh Efendi)
Pîrini incitenden sen de incinmezsen, köpek senden daha iyidir. (İmâm-ı Rabbânî)
Pîrlik ve müridlik yalnız külâh giydirmekle ve babadan oğula kalmakla olmaz. Ehl-i sünnet ve cemâat yolunu bilmek, öğretmek ve göstermekle olur. (İmâm-ı Rabbânî)
pîr ::: reis , yaşlı , tarikat kurucusu
pir ::: yaşlı , ihtiyar , reis , bir tarikatın kurucusu , herhangi bir meslek ve san'atın başlatıcısı , te'sis edicisi
pîr ::: yaşlı
pîr ::: tarikat kurucusu
pir ::: ihtiyar, koca
PİR :::