Çağdaş Sözlük

piç ~ پيچ

Redhouse Sözlüğü - piç ~ پيچ maddesi. Sayfa: 462 - Sira: 17

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü piç - پيچ ingilizce anlamı, پيچ - piç osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte پيچ - piç kelimesi nasıl geçiyor. piç osmanlıca nasıl yazılır. piç nedir, piç ne demek arapca yazılışı.

پيچ means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language پيچ. پيچ attoman turkish I mean, پيچ What is the meaning of the word, what does it mean in turkish پيچ, Ottoman Turkish English Dictionary

پيچ ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ پيچ تعني باللغة الإنجليزية. پيچ ماذا يعني في اللغة العثمانية. پيچ ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية پيچ

پيچ چه کلمات انگلیسی چیست؟ پيچ به معنای انگلیسی. پيچ چه در زبان عثمانی بود. پيچ به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت پيچ

piç ~ پيچ güncel sözlüklerde anlamı:

Piç ::: f. Büklüm, kıvrım, dolaşık. * Nesebi gayr-ı sahih olan, gayr-ı meşru münâsebetten doğan çocuk. * Aslına benzemiyen. * Ağacın kökünden biten sürgün. Aşılanmamış ağaç. * Sarmaşık. * Vida.

"); Pîç ::: (f. i.) : büklüm, kıvrım, dolaşık. piç ender piç : pek dolaşık, karmakarışık. pîû ü tâb : ıztırap, sıkıntı, endîşe, telâş, şaşkınlık.

Piç :::


  1. Anası ile babası arasında evlilik bağı olmadan dünyaya gelen çocuk, veledizina.

  2. Babası belli olmayan çocuk.

  3. Her şeyin küçüğü, aslına benzemeyeni.

  4. Terbiyesiz, arsız çocuk
    Örnek: Şimdi bir karış piçler bile zavallıya -Ulan, hödük, bana baksana- diye hitap ediyorlar. Ö. Seyfettin

  5. Bir ana bitkinin çevresinde yeniden beliren sürgün ve filizler.

piç ::: büklüm , kıvrım , dolaşık , nesebi gayr-ı sahih olan , gayr-ı meşru münasebetten doğan çocuk , aslına benzemiyen , ağacın kökünden biten sürgün , aşılanmamış ağaç , sarmaşık , vida

Pîç ::: (f. i.) büklüm, kıvrım, dolaşık. piç ender piç : pek dolaşık, karmakarışık. pîû ü tâb : ıztırap, sıkıntı, endîşe, telâş, şaşkınlık.

PİÇ :::

f. Büklüm, kıvrım, dolaşık. * Nesebi gayr-ı sahih olan, gayr-ı meşru münâsebetten doğan çocuk. * Aslına benzemiyen. * Ağacın kökünden biten sürgün. Aşılanmamış ağaç. * Sarmaşık. * Vida