boşanmak ~ بوشنمق
Redhouse Sözlüğü - boşanmak ~ بوشنمق maddesi. Sayfa: 401 - Sira: 27
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü boşanmak - بوشنمق ingilizce anlamı, بوشنمق - boşanmak osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بوشنمق - boşanmak kelimesi nasıl geçiyor. boşanmak osmanlıca nasıl yazılır. boşanmak nedir, boşanmak ne demek arapca yazılışı.
بوشنمق means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بوشنمق. بوشنمق attoman turkish I mean, بوشنمق What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بوشنمق, Ottoman Turkish English Dictionary
بوشنمق ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بوشنمق تعني باللغة الإنجليزية. بوشنمق ماذا يعني في اللغة العثمانية. بوشنمق ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بوشنمق
بوشنمق چه کلمات انگلیسی چیست؟ بوشنمق به معنای انگلیسی. بوشنمق چه در زبان عثمانی بود. بوشنمق به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بوشنمق
boşanmak ~ بوشنمق güncel sözlüklerde anlamı:
BOşANMAK ::: t. Eşi ile olan nikâh bağını bozmak. Eşinden ayrılmak.(Medeni kanun, boşama yetkisini mahkemeye bırakmıştır. İslâm dini evlenmeyi Allah'ın emirleri dahilinde karşılıklı rızaya bağlı hür bir sözleşme olarak gördüğünden kadınla erkek boşanma yetkisinin kimde olacağını da kararlaştırabilirler. İsterlerse mahkemeyi, isterlerse velilerini, isterlerse eşlerden birini yetkili kılabilirler. Görülüyor ki, İslâm dini insanlara medeni kanundan daha çok hak ve hürriyet tanımıştır. İslâmiyet evleneceklerde denkliği, (küfüv) (din ve ahlâkta denklik) şart koşar. Evlendikten so a bazı bakımlardan anlaşamamazlıklar çıkarsa karşılıklı birbirine katlanmalarını ve sabırlı olmalarını tavsiye eder. Boşanma son çaredir. Eğer istek erkek tarafından geliyorsa mehir denilen tazminatı kadına ödemek zorundadır. Görülüyor ki, İslâmiyet, kadın haklarının korunmasını istemektedir.) (Bak: Aile)
Boşanmak :::
- Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
Örnek: Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı? M. Ş. Esendal - Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak.
- Birdenbire ve bol bol akmak
Örnek: Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor. E. E. Talu - Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak
Örnek: Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı. R. N. Güntekin - Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak
Örnek: Yoksa tımarhane mi boşanmıştı? Ö. Seyfettin - Çok ağlamak
Örnek: Gözlerinden yaşlar boşandı birden. C. Uçuk - Dertlerini, yakınmalarını anlatmak.
- Sıyrılmak, kurtulmak
Örnek: Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı. Halikarnas Balıkçısı
boşanmak ::: görülüyor ki
boşanmak ::: kurtulmak
BOŞANMAK :::