Çağdaş Sözlük

basiret ~ بصیرت

Redhouse Sözlüğü - basiret ~ بصیرت maddesi. Sayfa: 368 - Sira: 30

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü basiret - بصیرت ingilizce anlamı, بصیرت - basiret osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بصیرت - basiret kelimesi nasıl geçiyor. basiret osmanlıca nasıl yazılır. basiret nedir, basiret ne demek arapca yazılışı.

بصیرت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بصیرت. بصیرت attoman turkish I mean, بصیرت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بصیرت, Ottoman Turkish English Dictionary

بصیرت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بصیرت تعني باللغة الإنجليزية. بصیرت ماذا يعني في اللغة العثمانية. بصیرت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بصیرت

بصیرت چه کلمات انگلیسی چیست؟ بصیرت به معنای انگلیسی. بصیرت چه در زبان عثمانی بود. بصیرت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بصیرت

basiret ~ بصیرت güncel sözlüklerde anlamı:

BASiRET ::: Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan. (Bak: Süveydâ-i kalb)

basiret ::: (a. i.) : önden görüş, seziş.

basîret-i kalb ::: gönül uyanıklığı.

basîret ::: ileri görüş, kuvvetli seziş.

BASiRET ::: Gözü âmâ (görmeyen) kimse kör değildir. Asıl âmâ basîreti kör olan kişidir. (Hadîs-i şerîf-Deylemî)

Allahü teâlâ mü'minlere basîretler ve nûrlar lütûf eylemiştir. Onlar bu sâyede işlerin iç yüzünü anlarlar. Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem "Mü'min Allah'ın nûru ile nazar eder" hadîs-i şerîfi bu mânâda anlaşılmalıdır. (İmâm-ı Kuşeyrî)

Basiret :::


  1. Doğru görüş, uzağı görüş, seziş, uyanıklık, anlayış, kavrayış, dikkat, sağgörü

basîret ::: görüş , ileriyi görme gücü

basiret ::: ince anlayış , hakikatı kalbiyle hissedip anlama , kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye , feraset , im'an-ı dikkat , ibret alınacak hidayet sebepleri , beyyine , hüccet , bir evin iki tarafının arası , yer üstündeki kan

basîret ::: ‬görüş

basîret ::: ileriyi görme gücü

Basiret ::: Doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü

Basiret ::: Doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü

basiret :::

doğru görüş; uzağı görüş; önceden görüş; seziş; uyanıklık; anlayış; kavrayış; dikkat; sağgörü

BASİRET :::

Hakikatı kalbiyle hissedip anlama. Kalbde eşyanın hakikatlarını bilen kuvve-i kudsiyye. Ferâset. İm'ân-ı dikkat. * İbret alınacak hidâyet sebepleri. Beyyine. Hüccet. * Bir evin iki tarafının arası. * Yer üstündeki kan. (Bak: Süveydâ-i kalb