best ~ بسط
Redhouse Sözlüğü - best ~ بسط maddesi. Sayfa: 364 - Sira: 31
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü best - بسط ingilizce anlamı, بسط - best osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بسط - best kelimesi nasıl geçiyor. best osmanlıca nasıl yazılır. best nedir, best ne demek arapca yazılışı.
بسط means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بسط. بسط attoman turkish I mean, بسط What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بسط, Ottoman Turkish English Dictionary
بسط ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بسط تعني باللغة الإنجليزية. بسط ماذا يعني في اللغة العثمانية. بسط ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بسط
بسط چه کلمات انگلیسی چیست؟ بسط به معنای انگلیسی. بسط چه در زبان عثمانی بود. بسط به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بسط
best ~ بسط güncel sözlüklerde anlamı:
BEST ::: Döşemek.* Yaymak, neşr.
BEST ::: f. Düğüm.
bast ::: 1) yayma, açma, uzun uzadıya anlatm'a. (bkz. : ityân, serd).
bast fi makam-il-hafi ::: Allah'ın abdi mahlûkat ile zahiren bast demesi. Bu; abd'in halk için bâtı-nan rahmete vesile olmasını iktizâ eder. Böyle olan abid eşyayı istîab eder. Onun her şeyde tesiri olur; hiç bir şey onun üzerinde müessir olamaz.
bast fi makam-il kalb ::: nefis makamında rica mesabesindedir. Lütuf ve rahmeti, kurb ve ünsü kabule işarettir, [mukabili : kabz dır].
bast-ı dâ'vâ ::: dâva açma.
bast-ı makal ::: söz açma.
bast-ı mukaddemât ::: asıl maksada girmeden bir şeyler söyleme. 2) mat. tüm sayılı bir kes'rin tüm sayısını, kesrin paydasiyle çarpıp payına katmak ve çıkanı pay yapıp asıl paydasını olduğu gibi bırakmak. 3) rica hâli. (kabule, rahmete, ünse işaret olarak Allah tarafından tevcihin gelmesine de "bast" denilir].
best ::: (f. i.) : düğüm, (bkz. : ukde).
bisut ::: (a. s.) : (bkz. : büsut).
busat ::: (a. i. bisât'ın c.) : kilimler, döşekler, minderler, keçe yaygılar.
büsut ::: (a. i.) : elaçıklığı, civanmertlik, ["bisut" şeklinde de kullanılır].
Best :::
- s.,i. en iyi, en hoş, en uygun, en elverişli; i. en iyisi. best beloved en çok sevilen; çok sevgili. best man sağdıç. the best part yarısından fazla, çoğunluğu. Maybe it's all for the best Belki de böylesi daha hayırlı olur. at best olsa olsa taş çatlasa. do one's best elinden geleni yapmak. get the best of alt etmek, yenmek. had best do yapmalı, yapsa daha iyi olur. make the best of olandan mümkün olduğu kadar istifade etmek. have the best of it galip gelmek, üstün olmak. best seller satış rekoru kıran kitap.
- f. hakkından gelmek, yenmek; baskın çıkmak, geçmek .
bast ::: yayma , açma
best ::: döşemek , yaymak , neşr , düğüm
bast ::: yayma
best ::: (f. i.) düğüm, (bkz. : ukde).
bisut ::: (a. s.) (bkz. : büsut).
busat ::: (a. i. bisât'ın c.) kilimler, döşekler, minderler, keçe yaygılar.
büsut ::: (a. i.) elaçıklığı, civanmertlik, [
BEST :::