ikab ~ ايكاب
Redhouse Sözlüğü - ikab ~ ايكاب maddesi. Sayfa: 300 - Sira: 38
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ikab - ايكاب ingilizce anlamı, ايكاب - ikab osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ايكاب - ikab kelimesi nasıl geçiyor. ikab osmanlıca nasıl yazılır. ikab nedir, ikab ne demek arapca yazılışı.
ايكاب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ايكاب. ايكاب attoman turkish I mean, ايكاب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ايكاب, Ottoman Turkish English Dictionary
ايكاب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ايكاب تعني باللغة الإنجليزية. ايكاب ماذا يعني في اللغة العثمانية. ايكاب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ايكاب
ايكاب چه کلمات انگلیسی چیست؟ ايكاب به معنای انگلیسی. ايكاب چه در زبان عثمانی بود. ايكاب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ايكاب
ikab ~ ايكاب güncel sözlüklerde anlamı:
iKAB ::: Şiddetli azab, eziyet, ceza.
ikab ::: ("ka" uzun okunur, a. i.) : ezâ, cefâ, eziyet, azap.
ikab ::: azap, eziyet, ceza.
iKaB ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:
Biliniz ki, muhakkak Allahü teâlânın (haram işleyenler için) ikâbı pek çetindir. Allahü teâlânın, (haramları terk edenlere) mağfireti (bağışlaması bol) ve merhâmeti çoktur. (Mâide sûresi: 98)
Mü'min ve kâfir herkes kıyâmette, dünyâda yapmış olduklarının karşılığını görür. Ehl-i sünnet (Resûlullah efendimiz ve Eshâbının, arkadaşlarının yolunda) olan mü'minin, dünyâda iken tövbe etmiş olduğu günâhları affolunup, hayırlarına (iyiliklerine) sevâb verilir. Kâfirlerin ve bid'at sâhibi olanların yâni îtikâdı (inancı) bozuk olan mü'minlerin hayırları (iyilikleri) red olunup (geri çevrilip), kötülükleri, günahları için de cezâ görürler. En büyük ve ebedî ikâb küfürden (kâfirlikten, inanmamaktan) dolayı olur. (Kâdızâde, İmâm-ı Birgivî)
Melek-ül-mevt, ma'sûm olanların canını aldıktan sonra, o can alınıp, gökler seyrettirilir. Cennet'e götürülürler. Orada yeşil zebercedden bir sahrâ vardır. Ma'sûm oraya geldikte; "Beni buraya neden getirdiniz?" der. Melekler; "Yâ ma'sûm! Kıyâmet yeri vardır. Çok sıcaktır. İşbu sahrâda, yetmiş bin rahmet pınarı vardır. Hazret-i Resûl-i ekremin havzının başında durup, nûrdan bardakları görünüz! Atanız ve ananız kıyâmet yerine geldiklerinde, bu bardakları su ile doldurup, onlara verirsiniz ve onları tutup salıvermeyesiniz ki, Cehennem yoluna gitmeyeler azâb ve ikâb görmeyeler" derler. (Kutbuddîn İznikî)
Farzı (Allahü teâlânın yapınız diye buyurduğu kesin emirleri) terk eden veyâ haram (Allahü teâlânın kesin olarak yasakladığı şeyleri) işleyen, tövbesiz ölür ve şefâate (Allahü teâlânın sevdiklerinin yardımına), affa kavuşmazsa, ikâb olunur. (Muhammed Es'ad)
ikâb ::: ceza , azap , eziyet
ikâb ::: ceza
ikab ::: (
ikab ::: (
İKAB :::