ocak ~ اوجق
Redhouse Sözlüğü - ocak ~ اوجق maddesi. Sayfa: 239 - Sira: 14

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ocak - اوجق ingilizce anlamı, اوجق - ocak osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اوجق - ocak kelimesi nasıl geçiyor. ocak osmanlıca nasıl yazılır. ocak nedir, ocak ne demek arapca yazılışı.
اوجق means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اوجق. اوجق attoman turkish I mean, اوجق What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اوجق, Ottoman Turkish English Dictionary
اوجق ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اوجق تعني باللغة الإنجليزية. اوجق ماذا يعني في اللغة العثمانية. اوجق ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اوجق
اوجق چه کلمات انگلیسی چیست؟ اوجق به معنای انگلیسی. اوجق چه در زبان عثمانی بود. اوجق به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اوجق
ocak ~ اوجق güncel sözlüklerde anlamı:
Ocak :::
- Ateş yakmaya yarayan, pişirme, ısıtma, ısınma vb. amaçlarla kullanılan yer
Örnek: Üç balıkçı güneş batarken kumların üzerine iki taştan bir ocak yaptılar ve ateş yaktılar. Halikarnas Balıkçısı - Şömine
Örnek: Ocağın önünde oturup acayip bir dikkatle odunların yanışına bakar. Y. K. Karaosmanoğlu - Isı vererek üzerine veya içine konulan maddeleri ısıtan, pişiren, kaynatan, eriten araç veya alet
Örnek: Anlaşılan çamaşırcı giderken ocağı tam söndürmemiş olacak. H. Taner - Kahvelerde, kuruluşlarda çay, kahve vb.nin yapıldığı yer
Örnek: Konuşmalar iyice kızışmaya başladığı vakit kahve ocağının önünde görünür. S. Birsel - Yer üstünde veya yer altında cevher çıkarılan yer.
- Bahçelerde ve bostanlarda her tür meyve ve sebze ekimine ayrılmış, çevresinden biraz yükseltilmiş toprak parçası
Örnek: Mustafa, arkasına güçlü kuvvetli bir kadın takmış, üç evleğine çizgiler, ocaklar açıyordu. S. F. Abasıyanık - Aynı amaç ve düşünceyi paylaşanların kurdukları kuruluş veya toplandıkları, görev yaptıkları yer
Örnek: Başlangıçtan beri burası bir vatansever ocağı idi. F. R. Atay - Ev, aile, soy
Örnek: Henüz temelleri atılmayan kendi ocağım kurulmadan yıkılmıştı. A. Gündüz - Bir takımyıldızın adı.
ocak ::: aile, ev, kucak, soy, şömine