inkisar ~ انكسار
Redhouse Sözlüğü - inkisar ~ انكسار maddesi. Sayfa: 228 - Sira: 22
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü inkisar - انكسار ingilizce anlamı, انكسار - inkisar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte انكسار - inkisar kelimesi nasıl geçiyor. inkisar osmanlıca nasıl yazılır. inkisar nedir, inkisar ne demek arapca yazılışı.
انكسار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language انكسار. انكسار attoman turkish I mean, انكسار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish انكسار, Ottoman Turkish English Dictionary
انكسار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ انكسار تعني باللغة الإنجليزية. انكسار ماذا يعني في اللغة العثمانية. انكسار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية انكسار
انكسار چه کلمات انگلیسی چیست؟ انكسار به معنای انگلیسی. انكسار چه در زبان عثمانی بود. انكسار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت انكسار
inkisar ~ انكسار güncel sözlüklerde anlamı:
iNKiSAR ::: Kırılma. Gücenme. * Beddua ve lânet okuma. * Şikeste olma.
inkisar ::: (a. i. kesr'den.) : 1) kırılma. 2) gücenme. 3) beddua, ilenç. 4) fiz. kırılma, fr. refraction.
inkisar ::: kırılma.
iNKiSaR ::: Ben, kalbleri benim için inkisârda olanların yanındayım. (Hadîs-i kudsî-Keşf-ül-Hafâ)
Ehl-i sünnet âlimleri buyuruyorlar ki, Allahü teâlâ ilim ve kudret gibi bütün sıfatlarından kullarına biraz ihsân buyurmuştur. Fakat, yalnız üç sıfatı kendine mahsûstur. Bu üç sıfatı hiçbir mahlûkuna vermemiştir. Bunlar; kibriyâ, ganî olmak ve yaratmak sıfatlarıdır. Kibriyâ, büyüklük, üstünlük demektir. Ganî olmak, başkalarına muhtâç olmamak, her şey O'na muhtaç olmak demektir. Buna karşılık kullarına üç aşağı sıfat vermiştir. Bunlar da, zül (aşağılık) ve inkisâr ile ihtiyâç ve fâni olmak, yok olmaktır. Bunun için kula kibirlenmek yakışmaz. En büyük günâhtır. Hadîs-i kudsîde; "Azamet ve kibriyâ bana mahsustur. Bu iki sıfatta, bana ortak olmak isteyenlere, çok acı azâb ederim" buyruldu. (Osman bin Nâsır)
İnkisar :::
- Kırılma.
- Gücenme, gönlü kırılma.
- İlenme, ilenç.
inkisâr ::: kırılma , ilenme , beddua etme
inkisâr ::: ilenme
inkisâr ::: beddua etme
inkisâr ::: kırılma
inkisar ::: (a. i. kesr'den.) 1) kırılma. 2) gücenme. 3) beddua, ilenç. 4) fiz. kırılma, fr. refraction.
İNKİSAR :::