Çağdaş Sözlük

ama ~ اعمی

Redhouse Sözlüğü - ama ~ اعمی maddesi. Sayfa: 145 - Sira: 24

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ama - اعمی ingilizce anlamı, اعمی - ama osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اعمی - ama kelimesi nasıl geçiyor. ama osmanlıca nasıl yazılır. ama nedir, ama ne demek arapca yazılışı.

اعمی means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اعمی. اعمی attoman turkish I mean, اعمی What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اعمی, Ottoman Turkish English Dictionary

اعمی ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اعمی تعني باللغة الإنجليزية. اعمی ماذا يعني في اللغة العثمانية. اعمی ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اعمی

اعمی چه کلمات انگلیسی چیست؟ اعمی به معنای انگلیسی. اعمی چه در زبان عثمانی بود. اعمی به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اعمی

ama ~ اعمی güncel sözlüklerde anlamı:

amâ ::: (a. i.) : 1) körlük, görmezlik; manevî körlük, bilgisizlik. 2) yağmur bulutları.

âmâ ::: kör.

Ama :::


  1. Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma
    Örnek: Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. N. Cumalı

  2. Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz
    Örnek: İnanmam ama fırsat bulursam, baktırmadan da yapamam. K. Tahir

  3. Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz
    Örnek: Gerçi Miralay bey bu suretle tekrar hatıralarına dalıp derdini unutur ama onu gece yarılarına kadar dinlemek fedakârlığı da yine bize düşer. H. Taner

  4. Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz.

  5. Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz
    Örnek: Gerçi, vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama! Y. K. Karaosmanoğlu

  6. Görme engelli.

âmâ ::: kör

a’mâ ::: ‬kör

amâ ::: (a. i.) 1) körlük, görmezlik; manevî körlük, bilgisizlik. 2) yağmur bulutları.

ama ::: fakat

ama ::: lakin, yalnız

âmâ ::: görme engelli, kör