Çağdaş Sözlük

icab ~ اعجاب

Redhouse Sözlüğü - icab ~ اعجاب maddesi. Sayfa: 141 - Sira: 30

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü icab - اعجاب ingilizce anlamı, اعجاب - icab osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اعجاب - icab kelimesi nasıl geçiyor. icab osmanlıca nasıl yazılır. icab nedir, icab ne demek arapca yazılışı.

اعجاب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اعجاب. اعجاب attoman turkish I mean, اعجاب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اعجاب, Ottoman Turkish English Dictionary

اعجاب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اعجاب تعني باللغة الإنجليزية. اعجاب ماذا يعني في اللغة العثمانية. اعجاب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اعجاب

اعجاب چه کلمات انگلیسی چیست؟ اعجاب به معنای انگلیسی. اعجاب چه در زبان عثمانی بود. اعجاب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اعجاب

icab ~ اعجاب güncel sözlüklerde anlamı:

iCAB ::: Lâzım. Gerekli. Lüzum. Sebeb olmak. * Ist: Akitlerde ilk söylenen söz. Bir mal sahibinin müşteriye karşı, "Bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir. Müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir. Şer'i ıstılahta buna "icâb ve kabul" denir.

i'câb ::: (a. i. ucb'dan.) : 1) taaccübe düşürme, şaşırtma. 2) kendini beğenmişlik. [Arapça'da : "iyiliğe, güzelliğe hayran etme" mânâsına gelir].

îcâb ::: 1) lâzım gelme, gerek. 2) bir sözleşme, için ilk söylenen söz. 3) mant. * olumlama, "olumlu halde bulunma, fr. affirmation.

îcâb ::: lüzum, gerek.

iCaB ::: İslâmiyet; kıyâmete kadar bütün îcâbları, karşılayacak en mükemmel ve en üstün bir dindir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

2. Teklif, bir sözleşme için alıcı veya satıcı tarafından ilk söylenen söz.

Îcâb ve kabûl, söz ile olduğu gibi, bir taraftan veya iki taraftan mektublaşma ile veya adam göndermekle de olur. (Kâşânî)

Îcâb, karşıdakinin anlayacağı bir lisan ile, sattım, hediye ettim gibi; kabûl ise, aynen kabûl ettim, râzı oldum gibi geçmiş zamân bildiren sözlerle olur. (Kâşânî)

iCaB ::: İslâmiyet; kıyâmete kadar bütün îcâbları, karşılayacak en mükemmel ve en üstün bir dindir. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)

2. Teklif, bir sözleşme için alıcı veya satıcı tarafından ilk söylenen söz.

Îcâb ve kabûl, söz ile olduğu gibi, bir taraftan veya iki taraftan mektublaşma ile veya adam göndermekle de olur. (Kâşânî)

Îcâb, karşıdakinin anlayacağı bir lisan ile, sattım, hediye ettim gibi; kabûl ise, aynen kabûl ettim, râzı oldum gibi geçmiş zamân bildiren sözlerle olur. (Kâşânî)

îcâb ::: gerek , gerekme

icab ::: gerekme , lazım , gerekli , lüzum , sebeb olmak , ıst: akitlerde ilk söylenen söz , bir mal sahibinin müşteriye karşı , "bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir , müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir , şer'i ıstılahta buna "icab ve kabul" denir

îcâb ::: ‬gerekme

îcâb ::: gerek

i'câb ::: (a. i. ucb'dan.) 1) taaccübe düşürme, şaşırtma. 2) kendini beğenmişlik. [Arapça'da :

İcâb ::: Gerekme; gerek; bir sözleşme için ilk söylenen söz

icab :::

gerekme; gerek; bir sözleşme için ilk söylenen söz

İCAB :::

Lâzım. Gerekli. Lüzum. Sebeb olmak. * Ist: Akitlerde ilk söylenen söz. Bir mal sahibinin müşteriye karşı, "Bu malımı sana şu kadar paraya sattım" demesidir. Müşterinin de kabul etmesine dair olan sözüne "kabul" denir. Şer'i ıstılahta buna "icâb ve kabul" denir.