Çağdaş Sözlük

istiğfar ~ استغفار

Redhouse Sözlüğü - istiğfar ~ استغفار maddesi. Sayfa: 100 - Sira: 20

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü istiğfar - استغفار ingilizce anlamı, استغفار - istiğfar osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte استغفار - istiğfar kelimesi nasıl geçiyor. istiğfar osmanlıca nasıl yazılır. istiğfar nedir, istiğfar ne demek arapca yazılışı.

استغفار means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language استغفار. استغفار attoman turkish I mean, استغفار What is the meaning of the word, what does it mean in turkish استغفار, Ottoman Turkish English Dictionary

استغفار ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ استغفار تعني باللغة الإنجليزية. استغفار ماذا يعني في اللغة العثمانية. استغفار ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية استغفار

استغفار چه کلمات انگلیسی چیست؟ استغفار به معنای انگلیسی. استغفار چه در زبان عثمانی بود. استغفار به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت استغفار

istiğfar ~ استغفار güncel sözlüklerde anlamı:

iSTiğFAR ::: (Gufran. dan) Afv dilemek. Cenab-ı Hak'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek. Tevbe etmek. Yalvarmak. " Estağfirullâh" demek.(Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennem'in tehdidatını işittikçe istiğfar ile ona karşı siper almazsa bütün ruhiyle Cehennem'in ademini arzu ettiğinden küçük bir emare ve bir şüphe Cehennem'in inkârına cesaret veriyor. L.)(Şeytanın mühim bir desisesi: İnsana kusurunu itiraf ettirmemektir. Tâ ki, istiğfar ve istiaze yolunu kapasın. Hem nefs-i insaniyenin enaniyetini tahrik edip, tâ ki, nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin; âdeta taksiratdan takdis etsin. Evet şeytanı dinleyen bir nefis, kusurunu görmek istemez; görse de, yüz te'vil ile te'vil ettirir. $ sırriyle: Nefsine nazar-ı rıza ile baktığı için ayıbını görmez. Ayıbını görmediği için itiraf etmez, istiğfar etmez, istiaze etmez; şeytana maskara olur. Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi bir Peygamber-i Alişan, $ dediği halde, nasıl nefse itimad edilebilir. Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden, istiaze eder. İstiaze eden, şeytanın şerrinden kurtulur. Kusurunu görmemek, o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Ve kusurunu itiraf etmemek, büyük bir noksanlıktır. Ve kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar; itiraf etse, afva müstahak olur. L.)

istiğfar ::: (a. i. gufrân'dan.) : 1) Allah'tan, günahın bağışlanmasını isteme. 2) "estağfirullah" deme. 3) tövbe etme.

istiğfar ::: Allahtan af dileme.

iSTiğFaR ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruluyor ki:

Biri günah işler veya kendine zulm eder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya istiğfârda bulunursa, Allahü teâlâyı çok merhametli, afv ve mağfiret edici bulur. (Nisâ sûresi: 109)

Günâh işlemiş kimse, abdest alır, iki rek'at namaz kılar, sonra istiğfâr ederse günâhı affolur. (Hadîs-i şerîf-Kurret-ül-Ayneyn)

İstiğfâr, belâ ve sıkıntıların giderilmesi için faydalıdır ve denenmiştir. (Muhammed Ma'sûm)

İstiğfâr, insanı her murâda (arzuya), âfiyete kavuşturur. (Hâdimî)

Üç kimse şeytanın ve askerinin şerrinden korunmuştur. Onlar da, gece gündüz çok zikr edenler, Allahü teâlâyı ananlar, seherlerde (sabah namazı vakti girmeden önce) kalkıp istiğfâr edenler ve Allahü teâlânın korkusundan ağlayanlardır. (Dârendeli Hilmi Efendi)

Sıkıntısı olan kimse çok istiğfâr okusun. (Hazret-i Ömer)

iSTiğFaR ::: Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyruluyor ki:

Biri günah işler veya kendine zulm eder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya istiğfârda bulunursa, Allahü teâlâyı çok merhametli, afv ve mağfiret edici bulur. (Nisâ sûresi: 109)

Günâh işlemiş kimse, abdest alır, iki rek'at namaz kılar, sonra istiğfâr ederse günâhı affolur. (Hadîs-i şerîf-Kurret-ül-Ayneyn)

İstiğfâr, belâ ve sıkıntıların giderilmesi için faydalıdır ve denenmiştir. (Muhammed Ma'sûm)

İstiğfâr, insanı her murâda (arzuya), âfiyete kavuşturur. (Hâdimî)

Üç kimse şeytanın ve askerinin şerrinden korunmuştur. Onlar da, gece gündüz çok zikr edenler, Allahü teâlâyı ananlar, seherlerde (sabah namazı vakti girmeden önce) kalkıp istiğfâr edenler ve Allahü teâlânın korkusundan ağlayanlardır. (Dârendeli Hilmi Efendi)

Sıkıntısı olan kimse çok istiğfâr okusun. (Hazret-i Ömer)

İstiğfar :::


  1. Tövbe etme.

  2. Tanrı'dan suçlarının bağışlanmasını dileme.

istiğfâr ::: Allah'tan affedilmeyi isteme , af talep etme , af dileme , tövbe , tevbe , Allahtan af dileme , (gufran , dan) afv dilemek , cenab-ı hak'tan kusurlarının affedilmesini , günahlarının bağışlanmasını dilemek , tevbe etmek , yalvarmak , " estağfirullah" demek

istiğfar ::: (a. i. gufrân'dan.) 1) Allah'tan, günahın bağışlanmasını isteme. 2)

İSTİĞFAR :::

(Gufran. dan) Afv dilemek. Cenab-ı Hak'tan kusurlarının affedilmesini, günahlarının bağışlanmasını dilemek. Tevbe etmek. Yalvarmak. " Estağfirullâh" demek.(Cehennem azabını intaç eden büyük bir günahı işleyen bir adam, Cehennem'in tehdidatını işittikçe istiğfar ile ona karşı siper almazsa bütün ruhiyle Cehennem'in ademini arzu ettiğinden küçük bir emare ve bir şüphe Cehennem'in inkârına cesaret veriyor. L.)(Şeytanın mühim bir desisesi: İnsana kusurunu itiraf ettirmemektir. Tâ ki, istiğfar ve istiaze yolunu