irade ~ اراده
Redhouse Sözlüğü - irade ~ اراده maddesi. Sayfa: 57 - Sira: 11
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü irade - اراده ingilizce anlamı, اراده - irade osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اراده - irade kelimesi nasıl geçiyor. irade osmanlıca nasıl yazılır. irade nedir, irade ne demek arapca yazılışı.
اراده means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اراده. اراده attoman turkish I mean, اراده What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اراده, Ottoman Turkish English Dictionary
اراده ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اراده تعني باللغة الإنجليزية. اراده ماذا يعني في اللغة العثمانية. اراده ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اراده
اراده چه کلمات انگلیسی چیست؟ اراده به معنای انگلیسی. اراده چه در زبان عثمانی بود. اراده به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اراده
irade ~ اراده güncel sözlüklerde anlamı:
iRADE ::: İstek, arzu. Dilemek. Emir. Ferman. * Bir şeyi yapmak veya yapmamak için olan iktidar, güç.(İrade, ihtiyardan daha geniştir, umumidir. İhtiyar, taraflardan birini diğerine tafdil ile beraber tercihtir. İrade; yalnız tercihtir. Mütekellimler bazan iradeyi ihtiyar mânasında kullanmışlardır. İradenin zıddı kerâhet; ihtiyarın zıddı icâb ve ıztırardır. İrade, hakikatte dâima ma'duma taalluk eder. Çünkü, bir emrin husûl ve vücudu için o, tahsis ve takdir eder.) * Fık: Cenab-ı Hak irade sıfatı ile muttasıftır ve iradesi ezelîdir. Yaratacağı şeyleri bu irade sıfatı ile kendi hikmeti ile birer veche tahsis buyurur ve onun irade buyurduğu mutlak olur.(Âdetullah üzerine irade-i külliye-i İlâhiye, abdin irade-i cüz'iyesine bakar. Yani, bunun bir fiile taallukundan so a o taalluk eder. Öyle ise cebir yoktur. İ.İ.) (Bak: Vicdan)
irâde ::: (a. i. c. : irâdât) : 1) dileme, isteme, meram etme. 2) emir, ferman, buyruk.
irâde-i aliyye ::: sadrazam buyruğu.
irâde-i cüz'iyye ::: insanın elinde olan irâde.
irâde-i ilâhiyye ::: tanrı buyruğu.
irâde-i külliye ::: tanrı isteği.
irâde-i seniyye ::: pâdişâh emri, buyruğu.
irâde-i zâtiye ::: bir adamın kendi arzusu, isteği.
irâde ::: seçme ve isteme kabiliyeti.
İrade :::
- Bir şeyi yapıp yapmamaya karar verme gücü, istenç
Örnek: Korkunç bir irade kuvveti sarfıyla baş ucundaki lambayı yaktı. S. F. Abasıyanık - İstenç.
- Buyruk
Örnek: Görülünce vurulması için irade bile var. S. M. Alus - İstek, dilek.
irâde ::: istek , dileme , buyruk
irâde ::: istek
irâde ::: buyruk
irade ::: buyruk, dilek, istek
İRADE :::