Çağdaş Sözlük

eda ~ ادا

Redhouse Sözlüğü - eda ~ ادا maddesi. Sayfa: 48 - Sira: 4

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü eda - ادا ingilizce anlamı, ادا - eda osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ادا - eda kelimesi nasıl geçiyor. eda osmanlıca nasıl yazılır. eda nedir, eda ne demek arapca yazılışı.

ادا means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ادا. ادا attoman turkish I mean, ادا What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ادا, Ottoman Turkish English Dictionary

ادا ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ادا تعني باللغة الإنجليزية. ادا ماذا يعني في اللغة العثمانية. ادا ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ادا

ادا چه کلمات انگلیسی چیست؟ ادا به معنای انگلیسی. ادا چه در زبان عثمانی بود. ادا به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ادا

eda ~ ادا güncel sözlüklerde anlamı:

"); edâ' ::: (a. i.) : 1) borç veya borç gibi olan herhangi bir şeyi ödeme; yerine getirme.

edâ-yi deyn ::: borç ödeme.

edâ-yi i'tizâr ::: özür dileme edası.

edâ-yi salât ::: namazı vaktinde kılma, (bkz. : kazâ-yi salât). 2) ed. tarz, ifâde, üslûp, şîve, ton. 3) naz, cilve, (bkz. : işve). 4) kurum, caka, münasebetsiz tavır. 5) kadın adı.

edâ ::: yapma, ödeme, davranış, anlatım yolu.

EDa ::: Allahü teâlânın sana farz kıldıklarını edâ et, insanların en âbidi (ibâdet edeni) olursun. Allahü teâlânın haram kıldığı şeylerden sakın, insanların en zâhidi, dünyâya rağbet etmiyeni olursun. Allahü teâlânın verdiği rızka râzı ol, insanların en zengini olursun. (Hadîs-i şerîf-Hadîka, Künûz-ül-Hakâyık)

Edâ niyyeti ile kılınan bir namaz, vakti girmeden kılınmış ise, nâfile olur. Vakti çıktıktan sonra kılınmış ise, kazâ olur. "Bugünün öğle namazını edâ etmeye" diye niyet eden kimse, vakit çıkmış ise, öğleyi kazâ etmiş olur. Öğle vakti çıktı sanarak, bugünkü öğleyi kazâ etme niyeti ile kılınca, vakit çıkmadığı anlaşılınca, öğleyi edâ etmiş olur. (İbn-i Âbidîn)

Eda ::: Söz ve yazıdaki ifade şekli, uslup tarzı, anlatış yolu. Belagatçılar bunun hakikat, mecaz, kinaye olmak üzere üç türlü olduğunu söylerler.

edâ ::: ödeme , yapma , üslup , yerine getirme , verme , tarz

edâ ::: ‬ödeme

edâ ::: yapma

edâ ::: yerine getirme

edâ ::: tarz

edâ ::: tavır

edâ ::: çalım

Eda ::: Edim; borçlanılan şey; borcun konusu

Eda ::: Edim; borçlanılan şey; borcun konusu

eda ::: davranış, hava, işve, naz, şive, tavır

eda :::

edim; borçlanılan şey; borcun konusu