Çağdaş Sözlük

ecel ~ اجل

Redhouse Sözlüğü - ecel ~ اجل maddesi. Sayfa: 29 - Sira: 26

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ecel - اجل ingilizce anlamı, اجل - ecel osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اجل - ecel kelimesi nasıl geçiyor. ecel osmanlıca nasıl yazılır. ecel nedir, ecel ne demek arapca yazılışı.

اجل means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اجل. اجل attoman turkish I mean, اجل What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اجل, Ottoman Turkish English Dictionary

اجل ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اجل تعني باللغة الإنجليزية. اجل ماذا يعني في اللغة العثمانية. اجل ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اجل

اجل چه کلمات انگلیسی چیست؟ اجل به معنای انگلیسی. اجل چه در زبان عثمانی بود. اجل به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اجل

ecel ~ اجل güncel sözlüklerde anlamı:

ECEL ::: Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek. * İleride olacağı şüphesiz olan. * Allah'ın takdir ettiği ömür.

ecel ::: (a. i. c. : âcâl) : muayyen olan vâde, ömrün sonu, hayâtın son demi.

ecel-i kaza ::: tehlikeye uğramak suretiyle, tesâdüfî olarak gelen ecel.

ecel-i mev'ûd, ecel-i' müsemmâ ::: tabiî olarak gelen ecel.

ecel-i nâ-gehân ::: ansızın gelen, ânî ölüm :

eceli ::: (a. s. celîl'den) : daha (en pek) celîl, çok büyük, en ulu.

ecell-i mahlûkât ::: (mahlûkların en üstünü) : insan.

ecl ::: (a. i.) : sebep, illet. : O ecelden : o sebepten.

icl ::: (a. i.) : hek. boyun tutukluğu, boyun ağrısı, fr. torticolis.

ecel ::: ömrün sonu, vade.

ECEL ::: Allahü teâlâ insanları yaratırken, ecellerini, ömürlerini ve rızıklarını takdir etmiştir. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Hadîs-i şerîfte; "İlâçların en iyisi, Kur'ân-ı kerîmdir" buyruldu. Hastaya okunursa hastalığı hafifler. Eceli gelmemiş ise iyi olur. Eceli gelmiş ise, rûhunu teslim etmesi kolay olur. (Senâullah Dehlevî)

Herkesin belli bir eceli vardır. Bu ecel hiç değişmez. Onun için hastalıkta sıkılmamalı, telâşa düşmemelidir. Böyle derd ve belâlar gelince, Allahü teâlâya sığınmalı, âfiyet vermesi, kurtarması için duâ etmelidir. (Ahmed Fârûkî)

Ecel geldi cihâna
Baş ağrısı bahâne.

(Atasözü)

Ecel :::


  1. Hayatın sonu, ölüm zamanı
    Örnek: Vaktinize hazır olun / Ecel vardır gelir bir gün. Yunus Emre

ecel ::: hayatın sonu

ecell ::: çok büyük , ulular ulusu

ecel ::: ‬hayatın sonu

ecell ::: ‬çok büyük

ecell ::: ulular ulusu

ecl ::: (a. i.) sebep, illet. : O ecelden : o sebepten.

icl ::: (a. i.) hek. boyun tutukluğu, boyun ağrısı, fr. torticolis.

ECEL :::

Her mahlukun ve canlının Allah tarafından takdir edilen ölüm vakti. Âhirete göç etmek. * İleride olacağı şüphesiz olan. * Allah'ın takdir ettiği ömür

Diğer Osmanlıca Sözlüklerde: