Çağdaş Sözlük

isbat ~ اثبات

Redhouse Sözlüğü - isbat ~ اثبات maddesi. Sayfa: 24 - Sira: 17

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü isbat - اثبات ingilizce anlamı, اثبات - isbat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اثبات - isbat kelimesi nasıl geçiyor. isbat osmanlıca nasıl yazılır. isbat nedir, isbat ne demek arapca yazılışı.

اثبات means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اثبات. اثبات attoman turkish I mean, اثبات What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اثبات, Ottoman Turkish English Dictionary

اثبات ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اثبات تعني باللغة الإنجليزية. اثبات ماذا يعني في اللغة العثمانية. اثبات ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اثبات

اثبات چه کلمات انگلیسی چیست؟ اثبات به معنای انگلیسی. اثبات چه در زبان عثمانی بود. اثبات به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اثبات

isbat ~ اثبات güncel sözlüklerde anlamı:

iSBAT ::: Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek. * Sabit ve muhkem kılmak. * Bâki ve pâyidar eylemek. * Delil. Bürhan. Şâhit. (Bak: İman-ı bil-âhiret)

iSBAT ::: Bir hastalığın devamlı olması, müzmin oluşu, ayak kaydırma.

isbât ::: (a. i. sübût'dan) : 1) şahit ve delil göstererek doğrusunu meydana çıkarma. 2) var etme. [mahvetme mukabili] . 3) mant. şahit, * tanık, (bkz. : müeyyede). 4) mat. ispat.

isbât-i hüner ::: maharet gösterme.

isbât-i vücud ::: varlığını gösterme, hazır bulunma.

isbât ::: delil göstererek hakikatı ortaya koyma.

iSBaT ::: Bütün varlıklar Allahü teâlânın varlığına alâmet olduğu, O'nun varlığını isbat ettiği için mahlûkların (yaratılmışların) hepsine âlem denilmiştir. (Teftâzânî)

Müslümanlar, maddelerin ve sıfatlarının hâdis (sonradan yaratılmış) olduğunu çeşitli yollarla isbât etmektedirler. Bunlardan birisi şöyledir: Maddeler ve bütün zerreler hep değişmektedir. Değişmekte olan şey kadîm (başlangıçsız) olamaz, hâdis (sonradan yaratılmış) olması lâzımdır. Çünkü her maddenin kendinden öncekinden meydana gelmesi, sonsuz öncelere kadar gidemez. Bu değişmelerin bir başlangıcı olması, yâni ilk maddelerin yoktan var edilmiş olmaları lâzımdır... (Seyyid Şerîf Cürcânî)

Allahü teâlânın var ve bir olduğu, hattâ Muhammed aleyhisselâmın, O'nun resûlü olduğu ve O'nun getirdiği her emrin ve haberin doğru olduğu güneş gibi meydandadır. Düşünmeye ve isbât etmeye hiç lüzum yoktur. Fakat, bunu görmek, anlamak için, kalbin bozuk olmaması, mânevî hastalığı bulunmaması lâzımdır. (İmâm-ı Rabbânî)

2. Tasavvuf yolunda ilerlerken Lâ ilâhe dedikten sonra illallah demek.

Tasavvuf ehli Nefy ve isbât zikri denilen "Lâ ilâhe illallah" kelimesini söylemekle yükselir. Lâ ilâhe "Nefy zikri" makâmında bulundukça yolcu mertebesindedir. "La ilâhe"yi tamamlayıp Allahü teâlâdan başka hiçbir şey görmeyince, yolu tamamlamış ve fena makâmına yetişmiş olur. Nefyden sonra isbât makâmına gelir ve Bekâ hâsıl olur. (Ahmed Fârûkî)

Allahü teâlâya teveccüh, nefy ve isbât ve murâkabe, Resûlullah efendimizin zamânında da vardı. (M. Ma'sûm Fârûkî)

isbât ::: kanıtlama

ispat ::: kanıtla gerçeği ortaya çıkarma

isbât ::: ‬kanıtlama

İsbât ::: Şahit ve delil göstererek doğrusunu ortaya çıkarma

isbat :::

şahit ve delil göstererek doğrusunu ortaya çıkarma

İSBAT :::

Doğruyu delil göstererek meydana koymak. Delil ve şâhitle bir fikrin sıhhatını göstermek. İtiraf, ikrar ve tasdik etmek. * Sabit ve muhkem kılmak. * Bâki ve pâyidar eylemek. * Delil. Bürhan. Şâhit. (Bak: İman-ı bil-âhiret