Çağdaş Sözlük

ateş ~ آتش

Redhouse Sözlüğü - ateş ~ آتش maddesi. Sayfa: 19 - Sira: 8

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ateş - آتش ingilizce anlamı, آتش - ateş osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte آتش - ateş kelimesi nasıl geçiyor. ateş osmanlıca nasıl yazılır. ateş nedir, ateş ne demek arapca yazılışı.

آتش means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language آتش. آتش attoman turkish I mean, آتش What is the meaning of the word, what does it mean in turkish آتش, Ottoman Turkish English Dictionary

آتش ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ آتش تعني باللغة الإنجليزية. آتش ماذا يعني في اللغة العثمانية. آتش ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية آتش

آتش چه کلمات انگلیسی چیست؟ آتش به معنای انگلیسی. آتش چه در زبان عثمانی بود. آتش به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت آتش

ateş ~ آتش güncel sözlüklerde anlamı:

ATEş ::: f. Odun vs. gibi maddelerin yanmasından hasıl olan hâl. Od, nâr. * Kızgınlık, hararet. * Hiddet, gazab, şiddet. * Hayvanın çevik, hareketli ve oynak olması. * Yangın. * Gözyaşı. * Hastalık. * Harb, savaş.(Ateş unsuru, kâinatın bütün kısımlarını istilâ etmiş pek büyük bir unsurdur. Bir damar gibi kâinatın yaratılışından başlayarak her tarafa dalbudak salıp gelen şu şecere-i nâriyeye nazar-ı hikmetle dikkat edilirse, bu şecerenin başında, yani sonunda büyük bir meyvenin bulunduğu anlaşılır. Evet, toprağın içinde büyük ve uzun bir damarı gören adam, o damarın başında kavun gibi bir meyvenin bulunduğunu zannetmesi gibi, âlemin her tarafında damarları bulunan şu şecere-i nâriyenin de Cehennem gibi bir meyvesinin bulunduğuna bilhads yani sür'at-i intikal ile hükmedebilir. İ.İ.)

âteş ::: (f. i.) : 1) ot, hararet, kızgınlık.

âteş-i âb-perver ::: mec. kılıç, hançer.

âteş-i bahar ::: 1) kırmızı gül; 2) lâle.

âteş-i hecr ::: ayrılık ateşi.

âteş-i hûn-i hamiyyet ::: hamiyet kanının ateşi.

âteş-i Nemrûd ::: Nemrut'un, Hz. İbrahim'in halkı tenvir etmesine kızarak kendisini cezalandırmak üzere yaktırdığı ateş.

âteş-i rûmî ::: tar. deniz ve kara muharebelerinde kullanılan yangın çıkarma vâsıtalarından biri.

âteş-i sûzân ::: yakıcı ateş.

âteş-i ter ::: kırmızı şarap. 2) gözyaşı. 3) hastalık. 4) harb, savaş.

âteş ::: ateş

âteş ::: ‬ateş

atış ::: atış

Ateş ::: Vücut ısısının 37 dereceden yüksek olması

ateş ::: acı, coşkunluk, hınç, hırs, od, öfke, tehlike

ATEŞ :::

f. Odun vs. gibi maddelerin yanmasından hasıl olan hâl. Od, nâr. * Kızgınlık, hararet. * Hiddet, gazab, şiddet. * Hayvanın çevik, hareketli ve oynak olması. * Yangın. * Gözyaşı. * Hastalık. * Harb, savaş.(Ateş unsuru, kâinatın bütün kısımlarını istilâ etmiş pek büyük bir unsurdur. Bir damar gibi kâinatın yaratılışından başlayarak her tarafa dalbudak salıp gelen şu şecere-i nâriyeye nazar-ı hikmetle dikkat edilirse, bu şecerenin başında, yani sonunda büyük bir meyvenin bulunduğu anlaşılır. Evet, toprağın iç