amin ~ آمن
Redhouse Sözlüğü - amin ~ آمن maddesi. Sayfa: 202 - Sira: 17

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü amin - آمن ingilizce anlamı, آمن - amin osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte آمن - amin kelimesi nasıl geçiyor. amin osmanlıca nasıl yazılır. amin nedir, amin ne demek arapca yazılışı.
آمن means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language آمن. آمن attoman turkish I mean, آمن What is the meaning of the word, what does it mean in turkish آمن, Ottoman Turkish English Dictionary
آمن ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ آمن تعني باللغة الإنجليزية. آمن ماذا يعني في اللغة العثمانية. آمن ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية آمن
آمن چه کلمات انگلیسی چیست؟ آمن به معنای انگلیسی. آمن چه در زبان عثمانی بود. آمن به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت آمن
amin ~ آمن güncel sözlüklerde anlamı:
AMiN ::: Yâ Rabbi! Öyle olsun, kabul eyle! (meâlinde olup, duânın sonunda söylenir). İncil'de iki yerde geçer. Tevrat'ta da geçer. İbranice ve Süryanicede de vardır. Hakikat, çok doğru, tamam mânâsındadır.
AMiN ::: Kim. Hususiyetleri ve yapıları bakımından amonyaka benzeyen kimyevi maddelerin cins adı.
AMiN ::: İlerlemeyen. Yerinde sâbit ikamet eden.
aMiN ::: (Emn. den) Gönlü müsterih, kalbinde korku bulunmayan. * Emniyet ver.
âmen ::: (a. s.) : çok veya en emin, güvenilir.
âmîn ::: (a. n.) : öyle olsun, yâ Rab duamızı kabul eyle!
âmîn alayı ::: [eskiden] çocuğun ilk mektebe başladığı gün yapılan tören.
âmin ::: (a. s. emn'den.) : gönlü emin, kalbinde korku olmıyan.
âmin ::: Allahım kabul eyle!
aMiN ::: Her kim namazdan sonra imâm ile duâ edip, âmin derse, âmin kelimesinin harfleri dörttür, her harfine bin melek nâzil olur (iner). Bunlar tâ kıyâmet gününe kadar bu kimse için duâ ederler. (Hadîs-i şerîf-Miftâh-ül-Cenne)
Allah'ım! Bize, yeterli rızık, bedenimize sıhhat, ölümden önce tövbe etmek, ölürken rahatlık, ölümden sonra mağfiret (bağışlanmak) ve ateşten kurtuluş, Cennet'e girmek, dünyâ ve âhirette âfiyet nasîb eyle! Âmin. (Kitâb-üs-Salât)
Bir kimse elindeki kat'î (kesin) haram olan maldan sadaka verse ve sevâb umsa, alan fakir de haram olduğunu bilerek verene Allah râzı olsun dese, veren veya başka bir kimse âmin dese hepsi küfre girer. (Ahî Yûsuf Çelebi)
Cemâatle namaz kılarken imâm (Veled-dâllîn) deyince, imâm ve cemâatin ve yalnız kılanın, kendisi Fâtiha-i şerîfeyi bitirdikte, yavaşça (âmîn) demeleri sünnetdir. (Halebîy-i Sagîr)
Amin :::
- "Öyle olsun, Allah kabul etsin" anlamlarında, duaların arasında ve sonunda kullanılan bir söz.
- Amonyaktaki hidrojen yerine, tek değerli hidrokarbonlu köklerin geçmesiyle oluşan ürünlerin genel adı.
- Fonksiyonel NH2 grubu taşıyan herhangi bir bileşik. RCONH2.
âmîn ::: amin
âmin ::: ya rabbi! öyle olsun , kabul eyle! (mealinde olup , duanın sonunda söylenir) , incil'de iki yerde geçer , tevrat'ta da geçer , ibranice ve süryanicede de vardır , hakikat , çok doğru , tamam manasındadır , kim , hususiyetleri ve yapıları bakımından amonyaka benzeyen kimyevi maddelerin cins adı , ilerlemeyen , yerinde sabit ikamet eden , Allahım kabul eyle! , (emn , den) gönlü müsterih , kalbinde korku bulunmayan , emniyet ver
âmîn ::: amin
âmen ::: (a. s.) çok veya en emin, güvenilir.
âmin ::: (a. s. emn'den.) gönlü emin, kalbinde korku olmıyan.
AMİN :::
ÂMİN :::