ama ~ اما
Redhouse Sözlüğü - ama ~ اما maddesi. Sayfa: 193 - Sira: 3
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ama - اما ingilizce anlamı, اما - ama osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اما - ama kelimesi nasıl geçiyor. ama osmanlıca nasıl yazılır. ama nedir, ama ne demek arapca yazılışı.
اما means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اما. اما attoman turkish I mean, اما What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اما, Ottoman Turkish English Dictionary
اما ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اما تعني باللغة الإنجليزية. اما ماذا يعني في اللغة العثمانية. اما ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اما
اما چه کلمات انگلیسی چیست؟ اما به معنای انگلیسی. اما چه در زبان عثمانی بود. اما به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اما
ama ~ اما güncel sözlüklerde anlamı:
amâ ::: (a. i.) : 1) körlük, görmezlik; manevî körlük, bilgisizlik. 2) yağmur bulutları.
ammâ ::: (a. e.) : 1) ama, fakat, lâkin, ancak; şu kadar ki, o kadar ki, öyle ki. 2) çokluk bildirir : Amma yaptın hâ. Amma sıkıntı çektik ha.
âmâ ::: kör.
Ama :::
- Çelişkili ve tutarsız iki cümleyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz, amma
Örnek: Para kazanmayı hiç sevmiyordu ama hesapsız harcamaya bayılıyordu. N. Cumalı - Uyarma veya şartlı bir ifade niteliğinde olan bir cümleyi, başka bir cümleye bağlamaya yarayan bir söz
Örnek: İnanmam ama fırsat bulursam, baktırmadan da yapamam. K. Tahir - Beklenmeyen bir sonucu anlatan iki cümleyi onun sebebi durumunda olan cümleye bağlayan bir söz
Örnek: Gerçi Miralay bey bu suretle tekrar hatıralarına dalıp derdini unutur ama onu gece yarılarına kadar dinlemek fedakârlığı da yine bize düşer. H. Taner - Bir yargıyı veya bir buyruğu pekiştirmek için de kullanılan bir söz.
- Bazen dikkati çekmek için cümlenin sonuna getirilen bir söz
Örnek: Gerçi, vekillerden bazıları yerli yerinde duruyordu ama! Y. K. Karaosmanoğlu - Görme engelli.
âmâ ::: kör
ammâ ::: ama
ammâ ::: ama
amâ ::: (a. i.) 1) körlük, görmezlik; manevî körlük, bilgisizlik. 2) yağmur bulutları.
ammâ ::: (a. e.) 1) ama, fakat, lâkin, ancak; şu kadar ki, o kadar ki, öyle ki. 2) çokluk bildirir : Amma yaptın hâ. Amma sıkıntı çektik ha.
ama ::: fakat
ama ::: lakin, yalnız
âmâ ::: görme engelli, kör