Çağdaş Sözlük

eser ~ اثر

Redhouse Sözlüğü - eser ~ اثر maddesi. Sayfa: 24 - Sira: 18

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü eser - اثر ingilizce anlamı, اثر - eser osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اثر - eser kelimesi nasıl geçiyor. eser osmanlıca nasıl yazılır. eser nedir, eser ne demek arapca yazılışı.

اثر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اثر. اثر attoman turkish I mean, اثر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اثر, Ottoman Turkish English Dictionary

اثر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اثر تعني باللغة الإنجليزية. اثر ماذا يعني في اللغة العثمانية. اثر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اثر

اثر چه کلمات انگلیسی چیست؟ اثر به معنای انگلیسی. اثر چه در زبان عثمانی بود. اثر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اثر

eser ~ اثر güncel sözlüklerde anlamı:

ESER ::: Yapı, birinin meydana getirdiği şey. * Bir hususa dâir Peygamberimizden (A.S.M.) rivâyet bulunması. Sünen-i Resul. * Bir şeyin varlığına delâlet eden te'sir. * Meydana getirilen kitap. Kitap te'lifi.

ESER ::: Serçe kuşu. Usfur. * Göbeğinde illeti olan.

eser ::: (a. i.) : serçe kuşu. (bkz. : usfûr).

eser ::: (a. i. c. : âsâr) : 1) nişan, iz, alâmet. 2) te'lif. 3) basılmış kitap. 4) hadîs-i şerîf. 5) târih, vakayi kitabı. 6) bir kimsenin meydana getirdiği şey. 7) te'sir.

eser-i cedîd ::: [eskiden] mevcut kâğıtlardan birinin adı. [kâğıdın başında Arap harfi ve soğuk damga ile eser-i cedid yazılı olduğu için bu adı almıştır].

eser-i san'at ::: sanat eseri, fr. objet d'art.

"); isr ::: (a. i.) : 1) iz, eser, alâmet, nişane. 2) meslek, gidiş.

üşür ::: (a. i.) : yara izi. (bkz. : nedbe).

eser ::: yapı, iz, kitap.

ESER ::: Müslüman olmak ve Allahü teâlânın varlığını, bir olduğunu, kudretini, sıfatlarını anlamak için, kimseyi taklîde ihtiyâç yoktur. Fen bilgilerini iyi öğrenen aklı başında bir kimse, yalnız düşünmekle O'nun var olduğunu anlar. Îmâna kavuşur. Eseri görerek müessirin yâni eseri yapanın varlığını anlamamak akılsızlık olur. (Muhammed Hâdimî)

2. Haber, hadîs-i şerîf, Eshâb-ı kirâm ve tâbiîne âit iş, söz ve takrirler yâni görüp de mâni olmadıkları hususlar.

Emr-i Ma'rûf hakkındaki eserlere gelince: Ebû Derdâ buyurdu ki: "Ya ma'rûf (iyilik) ile emreder, münkerden yâni kötülüklerden nehy eder, sakındırırsınız veya Allahü teâlâ size büyüklerinizi saymayan, küçüklerinize acımayan zâlim idârecileri musallat eder. İyileriniz ona bedduâ ederler, ama duâları kabûl olunmaz. İstigfâr edersiniz bağışlanmazsınız." (Taşköprüzâde)

Eser :::


  1. Emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt
    Örnek: Boğaziçi doğrudan doğruya Türklerin eseridir. Y. K. Beyatlı

  2. Yayın, kitap, yapıt
    Örnek: Bütün özlediğim eserlerle bir kütüphane yapabilsem artık yapılacak bir iş kalmayacak. H. Z. Uşaklıgil

  3. İz, işaret, im.

  4. Soyut kavramlarda belirti
    Örnek: Sarı sakalları uzamış, bu yanık yüzde, en küçük bir pişmanlık eseri yoktu. H. Taner

  5. yapıt.

eser ::: iz , eser , kitap , yapı

eser ::: ‬iz

eser ::: eser

eser ::: yapıt

eser ::: kitap

eser ::: serçe

eser ::: (a. i.) serçe kuşu. (bkz. : usfûr).

isr ::: (a. i.) 1) iz, eser, alâmet, nişane. 2) meslek, gidiş.

üşür ::: (a. i.) yara izi. (bkz. : nedbe).

eser ::: im, işaret, iz, kitap, ürün, yapıt, yayın

ESER :::

Yapı, birinin meydana getirdiği şey. * Bir hususa dâir Peygamberimizden (A.S.M.) rivâyet bulunması. Sünen-i Resul. * Bir şeyin varlığına delâlet eden te'sir. * Meydana getirilen kitap. Kitap te'lifi