ishab ~ اصحاب
Redhouse Sözlüğü - ishab ~ اصحاب maddesi. Sayfa: 127 - Sira: 9
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ishab - اصحاب ingilizce anlamı, اصحاب - ishab osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اصحاب - ishab kelimesi nasıl geçiyor. ishab osmanlıca nasıl yazılır. ishab nedir, ishab ne demek arapca yazılışı.
اصحاب means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اصحاب. اصحاب attoman turkish I mean, اصحاب What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اصحاب, Ottoman Turkish English Dictionary
اصحاب ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اصحاب تعني باللغة الإنجليزية. اصحاب ماذا يعني في اللغة العثمانية. اصحاب ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اصحاب
اصحاب چه کلمات انگلیسی چیست؟ اصحاب به معنای انگلیسی. اصحاب چه در زبان عثمانی بود. اصحاب به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اصحاب
ishab ~ اصحاب güncel sözlüklerde anlamı:
iSHAB ::: Çok söylemek. * Türlü şeylerden renk değiştirmek. * Bir şeye fazla tama' etmek. * Kuyu kazıp suyu bulamamak. * Zehirlenme veya hastalıktan dolayı renk değişmesi. * Kuzu, anasını emmek. * Duvarı başı boş salıvermek.
ashâb ::: (a. i. sâhib'in c.) : (bkz. : es-hâb).
eshâb ::: (a. s. sâhib ve sahbın c.) : 1) sahipler, mâlik ve mutasarrıf olanlar, (bkz. : sâhib). 2) Peygamberimizi görmek ve sohbetine erme. k şerefini kazanmış kimseler.
eshâb-ı Bedr ::: Bedir Gazâsı'nda Peygamberimizin maiyetinde bulunan îman sahibi kimseler, [bunların bâzı kaynaklara göre (305. bâzı kaynaklara göre de (313) olduğu bildiriliyor].
eshâb-ı câh ::: rütbe sahipleri.
eshâb-ı devlet ::: 1) servet sahipleri, zenginler; 2) ileri gelenler.
eshâb-ı ferâiz ::: huk. terekeden kendilerine şer'an muayyen sehim takdîr olunan verese.
eshâb-ı idare ::: idare adamları.
eshâb-ı kalem ::: me'murlar.
Eshâb-ı Kehf ::: Kur'an'da kendilerinden bahsedilen ve bir mağarada uzun müddet uyumuş bulunan kişiler . [Yemlîha, Mekselînâ, Mislînâ, Mernûş, Debernûş, Şârenûş, Kefeştatayyuş, Kıtmîr (köpekleri)]!
eshâb-ı kehânet ü şerâfet ::: kâhinler ve şerefli, itibarlı kimseler.
eshâb-ı kiram ::: Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'in sahabeleri.
eshâb-ı mesâiih ::: resmî dâirelerde işlerini tâkibeden kimseler.
eshâb-ı menâsib ::: Yüksek rütbeli me'murlar.
eshâb-ı muâhaze ::: tenkitçiler, her şeyi tenkit fikri ile düşünenler.
eshâb-ı Nâr ::: Cehennemdekiler.
eshâb-ı rivayet ::: rivâyetçiler. (bkz. : râvî, ruvât).
eshâb-ı sebt ::: "cumartesiciler, cumartesiye bağlı olanlar"; Yahudi kavmi, (bkz. : Sebtiyyûn).
eshâb-ı Suffa ::: Medine'de Mescid-i Nebevî civarında "Suffa" denilen misafirhanede Peygamberimiz tarafından yedirilip içirilen fakir müslümanlar.
eshâb-ı süyûf ::: "kılıç adamları" : askerler.
eshâb-ı tahrîc ::: içtihada muktedir olmayıp mezhep usûl ve kaidelerine vesâir fıkıh hükümlerini ve bunların delil ve mehazlerini kavramış olduklarından sâhib-i mezhepten veya mezhepte müçtehit olan zâtın eshâbından nakledilmiş olup ta birçok cihetlere ihtimâl olan bir muhtemel sözü tafsile ve iki cihete ihtimâli bulunan müphem bir hükmü tavzî-ha ve mevcut olmıyan mes'elelerin hükümlerini mezhep usûl ve kaidelerinden istinbat ve tahrîce muktedir olan kimseler.
eshâb-ı temyiz ::: tahrîc ve tercih kudretini hâiz olmayıp yalnız zâhir-i mezhep ve zâhir-i rivayet ile rivâyet-i nâdireyi tefrika ve mezhepte mevcut kuvvetli rey ve mütâlâa ile zayıf mütalâayı ayırmağa muktedir olan kimseler.
eshâb-ı tercih ::: huk. mezhepte mevcut sözlerden ve rivayetlerden birini diğerine tercih iktidarları bulunan kimseler, [bunlar muhtelif sözler arasından "esas" veya "sahih" olan veyahut hassa veya kıyâsa uygun olan budur gibi tâbirlerle değişik sözlerden birini diğerine terâh ederler].
eshâb-ür-re'y ::: bir emre veya bir maddeye bağ-lanmaksızın, kendi görüşüne ve ölçüsüne göre hükmedenler.
eshâb-ür-rakim ::: Kur'ân'ı Kerîm'in "18" inci sûresinin "9" uncu âyetinde bahsedilen ve bir tefsire göre, isimleri ve nesebleri yazılan levha sahipleri, [bir tefsire göre de "rakîm", kehf'in bulunduğu dağın, vadinin veya Eshâb-ı Kehf'in köpeğinin, yâni kıtmîr adiyle meşhur olan köpeğin adıdır].
ashâb ::: sahabeler , arkadaşlar , sahipler , dostlar
ashab ::: sahabeler , hz. peygamber'i mümin olarak gören ve o iman üzere ölen kimseler
eshâb ::: sahipler , ashab
ishab ::: çok söylemek , türlü şeylerden renk değiştirmek , bir şeye fazla tama' etmek , kuyu kazıp suyu bulamamak , zehirlenme veya hastalıktan dolayı renk değişmesi , kuzu , anasını emmek , duvarı başı boş salıvermek
ashâb ::: dostlar
ashâb ::: arkadaşlar
ashâb ::: sahipler
eshâb ::: sahipler
eshâb ::: ashab
ashâb ::: (a. i. sâhib'in c.) (bkz. : es-hâb).
İSHAB :::