Çağdaş Sözlük

ihanet ~ اهانت

Redhouse Sözlüğü - ihanet ~ اهانت maddesi. Sayfa: 277 - Sira: 36

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ihanet - اهانت ingilizce anlamı, اهانت - ihanet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اهانت - ihanet kelimesi nasıl geçiyor. ihanet osmanlıca nasıl yazılır. ihanet nedir, ihanet ne demek arapca yazılışı.

اهانت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اهانت. اهانت attoman turkish I mean, اهانت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اهانت, Ottoman Turkish English Dictionary

اهانت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اهانت تعني باللغة الإنجليزية. اهانت ماذا يعني في اللغة العثمانية. اهانت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اهانت

اهانت چه کلمات انگلیسی چیست؟ اهانت به معنای انگلیسی. اهانت چه در زبان عثمانی بود. اهانت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اهانت

ihanet ~ اهانت güncel sözlüklerde anlamı:

iHANET ::: (Hevn. den) Alçak ve hakir addedip itibar etmemek, kıymet vermemek. * Hainlik. Haksızlık. Kötülük.

iHANET ::: Helâk etmek. Öldürmek. Mahvetmek.

ihanet ::: (a. i. hevn'den.) : 1) haksızlık. 2) hayınlık, kötülük.

ihânet ::: hainlik.

iHaNET ::: Siz emniyet içinde meclislerde oturursunuz. İhâneti yalnız altın ve gümüşte aramayın. En büyük ihânet, kendisine güvenilerek yanında konuşulan sözleri ilgili kimselere götürmektir. (Hasen-i Basrî)

2. İsyân etmek, karşı gelmek.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allahü teâlâya ve Peygamberine ihânet etmeyin. Sonra bile bile kendi emânetlerinize ihânet etmiş olursunuz. (Enfâl sûresi: 27)

Hükümete ihânet edene, Allahü teâlâ ihânet eder. (Hadîs-i şerîf-Nebras)

3. Küçük düşürmek, tahkîr etmek, hafife almak.

Bid'at sâhibine ihânet edeni Allahü teâlâ kıyâmet gününün korkusundan korur. (Hadîs-i şerîf-Fetâvâl-Haremeyn)

Fâsık (günâhkâr) kimse, âlim olsa da imâm yapılması mekrûh olur. Çünkü, İslâmiyete uymakta gevşek davranır. Buna ihânet vâcip olur. (Tahtâvî)

iHaNET ::: Siz emniyet içinde meclislerde oturursunuz. İhâneti yalnız altın ve gümüşte aramayın. En büyük ihânet, kendisine güvenilerek yanında konuşulan sözleri ilgili kimselere götürmektir. (Hasen-i Basrî)

2. İsyân etmek, karşı gelmek.

Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Ey îmân edenler! Allahü teâlâya ve Peygamberine ihânet etmeyin. Sonra bile bile kendi emânetlerinize ihânet etmiş olursunuz. (Enfâl sûresi: 27)

Hükümete ihânet edene, Allahü teâlâ ihânet eder. (Hadîs-i şerîf-Nebras)

3. Küçük düşürmek, tahkîr etmek, hafife almak.

Bid'at sâhibine ihânet edeni Allahü teâlâ kıyâmet gününün korkusundan korur. (Hadîs-i şerîf-Fetâvâl-Haremeyn)

Fâsık (günâhkâr) kimse, âlim olsa da imâm yapılması mekrûh olur. Çünkü, İslâmiyete uymakta gevşek davranır. Buna ihânet vâcip olur. (Tahtâvî)

İhanet :::


  1. Hıyanet, hainlik.

  2. Evlilikte, sevgide aldatma, sadakatsizlik.

  3. Gerektiğinde yardımda bulunmama, bir kimsenin güvenini yok etme.

ihânet ::: hainlik

ihânet ::: ‬hainlik

ihanet ::: (a. i. hevn'den.) 1) haksızlık. 2) hayınlık, kötülük.

ihanet ::: hıyanet

İHANET :::

(Hevn. den) Alçak ve hakir addedip itibar etmemek, kıymet vermemek. * Hainlik. Haksızlık. Kötülük