oynamak ~ اوينامق
Redhouse Sözlüğü - oynamak ~ اوينامق maddesi. Sayfa: 275 - Sira: 34
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü oynamak - اوينامق ingilizce anlamı, اوينامق - oynamak osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اوينامق - oynamak kelimesi nasıl geçiyor. oynamak osmanlıca nasıl yazılır. oynamak nedir, oynamak ne demek arapca yazılışı.
اوينامق means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اوينامق. اوينامق attoman turkish I mean, اوينامق What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اوينامق, Ottoman Turkish English Dictionary
اوينامق ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اوينامق تعني باللغة الإنجليزية. اوينامق ماذا يعني في اللغة العثمانية. اوينامق ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اوينامق
اوينامق چه کلمات انگلیسی چیست؟ اوينامق به معنای انگلیسی. اوينامق چه در زبان عثمانی بود. اوينامق به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اوينامق
oynamak ~ اوينامق güncel sözlüklerde anlamı:
Oynamak :::
- Vakit geçirme, eğlenme, oyalanma vb. amaçlarla bir şeyle uğraşmak
Örnek: Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar - Herhangi bir tutku, ilgi vb. sebeple bir şeye kendini vermek
Örnek: Babalar çocuklarının yanında rakı içer, kumar oynarsa, çocuklar da ayyaş ... olurlar. B. Felek - Kımıldamak, hareket etmek.
- Bir şeyi sürekli evirip çevirmek veya sürekli olarak ona dokunmak.
- Bir film, oyun vb.nde rol almak
Örnek: Bütün rolleri, şahısların sesleri, tavırları, mimikleriyle tek başına oynamıştı. Y. Z. Ortaç - Film gösterilmek.
- Tiyatro eseri sahneye konmak
Örnek: Birisi dedi ki, bu iki perdelik bir oyun imiş, bitince ötekini oynayacaklarmış. M. Ş. Esendal - Eşyanın herhangi bir parçası kımıldamak, hareket etmek
Örnek: Birdenbire apartman kapısının oynadığını hissettim. P. Safa - Oyuncunun gerekli ses uygulayımı ve gövde hareketleri ile bir oyun kişisini canlandırması ya da göstermesi.
- Oyunluktaki belirli bir kişiyi canlandırmak.T. : temsil etmek, rolü yapmak
oynamak ::: aldatmak, hareket etmek, karıştırmak, kımıldamak