ihtiras ~ احتراث
Redhouse Sözlüğü - ihtiras ~ احتراث maddesi. Sayfa: 35 - Sira: 25
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ihtiras - احتراث ingilizce anlamı, احتراث - ihtiras osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte احتراث - ihtiras kelimesi nasıl geçiyor. ihtiras osmanlıca nasıl yazılır. ihtiras nedir, ihtiras ne demek arapca yazılışı.
احتراث means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language احتراث. احتراث attoman turkish I mean, احتراث What is the meaning of the word, what does it mean in turkish احتراث, Ottoman Turkish English Dictionary
احتراث ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ احتراث تعني باللغة الإنجليزية. احتراث ماذا يعني في اللغة العثمانية. احتراث ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية احتراث
احتراث چه کلمات انگلیسی چیست؟ احتراث به معنای انگلیسی. احتراث چه در زبان عثمانی بود. احتراث به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت احتراث
ihtiras ~ احتراث güncel sözlüklerde anlamı:
iHTiRAS ::: Aşırı istek sahibi olmak, hırs duymak, şiddetli arzu.
iHTiRAS ::: (Hiraset. den) Kaçınmak, kendini korumak, muhafaza etmek. * Kesmek.
iHTiRAS ::: Ekme.
ihtiras ::: (a. i. hirâset'den.) : çekinme, sakınma, korunma, (bkz. : ihtiraz).
ihtiras ::: (a. i. hırs'dan. c. : ihtirâsât) : 1) şiddetli arzu, istek. 2) aşırı heves.
ihtiras ::: aşırı istek.
iHTiRaS ::: Âdemoğlu yaşlanır. Fakat onda iki haslet gençleşir: Mala ve ömre (yaşamaya) ihtirâs. (Hadîs-i şerîf-Sünen-i İbn-i Mâce)
Bu zamanda kendisinde şu beş sıfat bulunmayan kimsede mal toplanmaz. Tûl-i emel (sonu gelmeyen istek), ihtirâs, şiddetli cimrilik, korku azlığı, âhireti unutmak. (Süfyân-ı Sevrî)
Para, mal ve mülk, kişinin zâhid olmasına (dünyâya düşkün olmamasına) mâni değildir. Dünyâlığı bulunmayan da zâhid sayılmaz. Dünyânın faydasız şeylerine ihtirâsı olup olmadığı araştırılıp, ona göre hüküm verilir. Bir kimsenin elinde dünyâlığı vardır. Fakat zâhiddir. Bir kimsenin de dünyâlığı yoktur. Lâkin zâhid değildir. Mal, insanın silâhı gibidir. İnsan canını, sıhhatini, dînini ve şerefini mal ile korur. (Süfyân-ı Sevrî)
Âhirete îmânı olanın, dünyâya ihtirâsı olmaz. Âhirette cezâ göreceğini kesin olarak bilen kimse, dünyâyı âhirete tercîh etmez. (İmâm-ı Mâverdî)
İhtiras :::
- Aşırı, güçlü istek
Örnek: Aldım Rakofça kırlarının hür havasını / Duydum akıncı cetlerimin ihtirasını. Y. K. Beyatlı - Tutku
Örnek: Gerçi eliyle yarattığı güzel bahçeyi hâlâ kıskanç bir ihtirasla seviyordu. H. E. Adıvar
ihtirâs ::: aşırı hırs , aşırı istek
ihtirâs ::: aşırı hırs
ihtiras ::: (a. i. hirâset'den.) çekinme, sakınma, korunma, (bkz. : ihtiraz).
ihtiras ::: (a. i. hırs'dan. c. : ihtirâsât) 1) şiddetli arzu, istek. 2) aşırı heves.
ihtiras ::: tutku
İHTİRAS :::