Çağdaş Sözlük

icazet ~ اجازت

Redhouse Sözlüğü - icazet ~ اجازت maddesi. Sayfa: 26 - Sira: 15

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü icazet - اجازت ingilizce anlamı, اجازت - icazet osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اجازت - icazet kelimesi nasıl geçiyor. icazet osmanlıca nasıl yazılır. icazet nedir, icazet ne demek arapca yazılışı.

اجازت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اجازت. اجازت attoman turkish I mean, اجازت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اجازت, Ottoman Turkish English Dictionary

اجازت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اجازت تعني باللغة الإنجليزية. اجازت ماذا يعني في اللغة العثمانية. اجازت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اجازت

اجازت چه کلمات انگلیسی چیست؟ اجازت به معنای انگلیسی. اجازت چه در زبان عثمانی بود. اجازت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اجازت

icazet ~ اجازت güncel sözlüklerde anlamı:

iCAZET ::: İzin. Müsaade. Şehadetname. Diploma. "Olur" demek. Destur vermek. İlmî ehliyet. Reva görmek.

icazet ::: (a. i.) : 1) izin, ruhsat. 2) diploma.

icâzet-i kavliyye ::: huk. bir kimsenin bir şey hakkında : "izin verdim" demesi.

icâzet-i küllî ::: [evvelce] Osmanlı serdarlarına ve sefirlerine musâlaha, muahede akdi ve şâir işler hakkında verilen me'zûniyet.

ieâzet-i lahika ::: huk. bir kimsenin önce izni olmadığı halde, yapıldıktan sonra bir şeyi kabul ve tasdik etmesi.

icâzet ::: izin.

iCaZET ::: İcâzet verilecek talebenin bâtınının (kalbinin) iyi hâllere kavuşmuş olması, kötü huylardan temizlenmiş, iyi huylarla süslenmiş olması, sabr, tevekkül (sebeplere yapıştıktan sonra, işini Allahü teâlânın taktirine bırakma), kanâat, rızâ, teslîmiyet sâhibi olması ve dünyâya düşkün olmaması lâzımdır. (Abdullah-ı Dehlevî)

iCaZET ::: İcâzet verilecek talebenin bâtınının (kalbinin) iyi hâllere kavuşmuş olması, kötü huylardan temizlenmiş, iyi huylarla süslenmiş olması, sabr, tevekkül (sebeplere yapıştıktan sonra, işini Allahü teâlânın taktirine bırakma), kanâat, rızâ, teslîmiyet sâhibi olması ve dünyâya düşkün olmaması lâzımdır. (Abdullah-ı Dehlevî)

İcazet :::


  1. İzin, onay, onaylama.

  2. Diploma.

  3. onay. ~ vermek: onaylamak.

icâzet ::: diploma , izin , mezuniyet belgesi

icâzet ::: ‬izin

icâzet ::: mezuniyet belgesi

icâzet ::: diploma

icazet ::: Müsaade, ruhsat, mümeyyiz küçüklerin kendiliklerinden yaptıkları borçlandırıcı işlemleri velî veya vasîlerince sonradan verilen izin, müsaade.

İcazet ::: İzin; ruhsat, diploma

icazet ::: diploma, izin, müsaade, onay

icazet :::

izin; onay; ruhsat, diploma

İCAZET :::

İzin. Müsaade. Şehadetname. Diploma. "Olur" demek. Destur vermek. İlmî ehliyet. Reva görmek