ikram ~ اكرام
Redhouse Sözlüğü - ikram ~ اكرام maddesi. Sayfa: 172 - Sira: 12
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ikram - اكرام ingilizce anlamı, اكرام - ikram osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اكرام - ikram kelimesi nasıl geçiyor. ikram osmanlıca nasıl yazılır. ikram nedir, ikram ne demek arapca yazılışı.
اكرام means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اكرام. اكرام attoman turkish I mean, اكرام What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اكرام, Ottoman Turkish English Dictionary
اكرام ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اكرام تعني باللغة الإنجليزية. اكرام ماذا يعني في اللغة العثمانية. اكرام ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اكرام
اكرام چه کلمات انگلیسی چیست؟ اكرام به معنای انگلیسی. اكرام چه در زبان عثمانی بود. اكرام به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اكرام
ikram ~ اكرام güncel sözlüklerde anlamı:
iKRAM ::: Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek. * İltifat olarak bir şeyler vermek. * Bağış. * Hesap dışı verilen şey veya yapılan indirme, tenzilât. * Allah'ın lütfu ve ihsanı.(İkramın izharı, yani Allah'ın lütfu ve ihsanı olan ikramın izharı tahdis-i nimettir. İnsanın nefsi, Allah'ın lütfunu kendine isnad etmez. Çünkü kesbinin medhali yoktur.)
ikram ::: (a. i. kerem'den. c. : ikrâmât) : 1) hürmet, saygı gösterme. 2) ağırlama. 3) bir şeyi hediye, armağan olarak verme. 4) hesap dışı yapılan indirme.
ikrâm ::: ağırlama.
iKRaM ::: Kim mü'min kardeşine ikrâm ederse, Allahü teâlâ da ona ikrâm eder. (Hadîs-i şerîf-Firdevs-ül-Ahyâr)
Kim Allah'a ve âhiret gününe îmân ediyorsa, komşusuna ezâ (eziyet) etmesin; kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, misâfirine ikrâm etsin; kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır (faydası bulunan şeyi) söylesin yâhut sussun. (Hadîs-i şerîf-Riyâzü's-Sâlihîn)
Misâfire ikrâm sevâbdır. Hayvan, yalnız Allah için kesilir. Bir kimse gelince, kesilen hayvan etinden, ona da ikrâm edilince, hayvanı Allah rızâsı için kesmiş, faydası misâfire olmuş olur. (Ahmed Fârûkî)
Tanıdığın bir müslüman sana gelince, elinden geldiği kadar iyi ve tatlı karşıla, yemek ikrâm eyle. Kapıya çık kendisini karşıla. Selâm verince selâmını al. Sohbetten sonra giderken, onu uğurla ve duâ eyle. (Süleymân bin Cezâ)
Kim saçı sakalı ağarmış müslüman bir kimseye ikrâm ederse, Allah da ona ihtiyarladığında hürmet ve ikrâmda bulunacak kimseleri vazîfelendirir, ona da ikrâm ederler. (Ahmed Rıfâî)
İkram :::
- Konuğu ağırlama.
- Bir şeyi armağan olarak verme, sunma
Örnek: Üstat, bunların ikram olduğunun farkında değildi. Ç. Altan - Alışverişte satıcının alıcıya yaptığı indirim.
- Sunulan şey.
ikrâm ::: bağış , cömertlik , sunma
ikrâm ::: cömertlik
ikrâm ::: sunma
ikrâm ::: armağan etme
ikram ::: (a. i. kerem'den. c. : ikrâmât) 1) hürmet, saygı gösterme. 2) ağırlama. 3) bir şeyi hediye, armağan olarak verme. 4) hesap dışı yapılan indirme.
İKRAM :::