Çağdaş Sözlük

ikame ~ اقامه

Redhouse Sözlüğü - ikame ~ اقامه maddesi. Sayfa: 162 - Sira: 6

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü ikame - اقامه ingilizce anlamı, اقامه - ikame osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte اقامه - ikame kelimesi nasıl geçiyor. ikame osmanlıca nasıl yazılır. ikame nedir, ikame ne demek arapca yazılışı.

اقامه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language اقامه. اقامه attoman turkish I mean, اقامه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish اقامه, Ottoman Turkish English Dictionary

اقامه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ اقامه تعني باللغة الإنجليزية. اقامه ماذا يعني في اللغة العثمانية. اقامه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية اقامه

اقامه چه کلمات انگلیسی چیست؟ اقامه به معنای انگلیسی. اقامه چه در زبان عثمانی بود. اقامه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت اقامه

ikame ~ اقامه güncel sözlüklerde anlamı:

iKAME ::: Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskân eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dâva açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek.

ikame ::: ("ka" uzun okunur, a. i. kıyâm'dan.) : 1) oturma. 2) kaldırma; ayakta durdurma. 3) meydana koyma.

ikame-i da'vâ ::: huk. dâva açma.

ikame-i beyyine ::: şâhid getirme.

ikame ::: yerine koyma.

İkame :::


  1. Yerine koyma, yerine kullanma.

  2. Ayağa kaldırma, ayakta durdurma.

  3. Dava açma.

  4. Yerine konulan, yerine geçen.

  5. 1. Yerine koyma ya da kullanma. 2. Bir mal veya üretim faktörünün diğer bir mal veya üretim faktörü yerine kullanımı.

  6. 1) (kalıt töresi = mîrâs hukuku'nda:) a) ale'l-âde ~:yedek harcama. b) fevka’l-âde ~: son kalıtçı atama. 2) (vekillik sözleşmesinde:)başkasını kendi yerine geçirme.

ikâme ::: yerine koyma , yerleştirmek , vücuda getirmek , kaldırma , oturma

ikâme ::: ‬kaldırma

ikâme ::: oturma

ikâme ::: yerine koyma

ikame ::: (

İkâme ::: Yerine koyma; yerine kullanma; dikme;yerine geçme; kaim olma; dava açma

ikame ::: doldurma, ivaz etme

ikame :::

yerine koyma; yerine kullanma; dikme;yerine geçme; kaim olma

İKAME :::

Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskân eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dâva açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek