hazret ~ حضرت
Redhouse Sözlüğü - hazret ~ حضرت maddesi. Sayfa: 790 - Sira: 26
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hazret - حضرت ingilizce anlamı, حضرت - hazret osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حضرت - hazret kelimesi nasıl geçiyor. hazret osmanlıca nasıl yazılır. hazret nedir, hazret ne demek arapca yazılışı.
حضرت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حضرت. حضرت attoman turkish I mean, حضرت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حضرت, Ottoman Turkish English Dictionary
حضرت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حضرت تعني باللغة الإنجليزية. حضرت ماذا يعني في اللغة العثمانية. حضرت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حضرت
حضرت چه کلمات انگلیسی چیست؟ حضرت به معنای انگلیسی. حضرت چه در زبان عثمانی بود. حضرت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حضرت
hazret ~ حضرت güncel sözlüklerde anlamı:
HAZRET ::: (Huzur. dan) Ön. Kurb. Pişgâh. * Hürmet maksadı ile büyüklere verilen ünvan; "Hazret-i Kur'an, Hazret-i Peygamber, Hazret-i Üstad, Paşa Hazretleri" gibi.
hazret ::: (a. i. huzûr'dan. c. : hazerât) : 1) [asıl mânâsı "kurb" "piş-gâh" dır]. 2) saygı saymak üzere büyüklere verilen Onvan. Hazret-i Peygamber. Hazret-i Alî., gibi. [şahısların dışında da kullanılabilir. Hazret-i Kur'ân gibi]. 3) [evvelce] büyük sayılan kimselerin adlarının sonuna "hazretleri" şeklinde getirilirdi : Ahmed Beyefendi Hazretleri. 4) kalenderce bir sesleniş şekli : -Hazret! sözünü yerine getirmedin!
hudret ::: (a. i.) : 1) yeşillik, (bkz. : hudâret). 2) yeşil renklilik.
hazret ::: saygı ifadesi.
HAZRET ::: Hazret-i Ebû Bekr diyor ki: "Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yanında İmâm-ı Hasen vardı. Bir kerre bize, bir kerre Hasen'e radıyallahü anh bakarak; "Benim bu oğlum seyyîddir, efendidir. Ümîd ederim ki, Allahü teâlâ, onun ile müslümanlardan iki fırkanın arasını bulur (yâni müslümanlardan iki fırka sulh ederler)" buyurdu. (İmâm-ı Rabbânî)
Hazret-i Ali buyurdu ki: Âlim, câhili hemen tanır, çünkü daha önce o da câhildi. Câhil âlimi tanımaz, çünkü daha önce âlim değildi. (Abdülvâhid bin Abdülganî)
HAZRET ::: Hazret-i Ebû Bekr diyor ki: "Resûlullah'ın sallallahü aleyhi ve sellem yanında İmâm-ı Hasen vardı. Bir kerre bize, bir kerre Hasen'e radıyallahü anh bakarak; "Benim bu oğlum seyyîddir, efendidir. Ümîd ederim ki, Allahü teâlâ, onun ile müslümanlardan iki fırkanın arasını bulur (yâni müslümanlardan iki fırka sulh ederler)" buyurdu. (İmâm-ı Rabbânî)
Hazret-i Ali buyurdu ki: Âlim, câhili hemen tanır, çünkü daha önce o da câhildi. Câhil âlimi tanımaz, çünkü daha önce âlim değildi. (Abdülvâhid bin Abdülganî)
Hazret :::
- Yüce kabul edilen kimselerin adlarının başına saygı, övme, yüceltme amacıyla getirilen unvan.
- Adı söylenmeyen bir kimseden söz edilirken kullanılan bir söz.
- Genellikle erkekler arasında senli benli konuşmada kullanılan bir seslenme sözü.
hazret ::: sayın , hazret
hazret ::: sayın
hazret ::: hazret
hazret ::: (a. i. huzûr'dan. c. : hazerât) 1) [asıl mânâsı
hudret ::: (a. i.) 1) yeşillik, (bkz. : hudâret). 2) yeşil renklilik.
HAZRET :::