hareket ~ حركت
Redhouse Sözlüğü - hareket ~ حركت maddesi. Sayfa: 778 - Sira: 25
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hareket - حركت ingilizce anlamı, حركت - hareket osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حركت - hareket kelimesi nasıl geçiyor. hareket osmanlıca nasıl yazılır. hareket nedir, hareket ne demek arapca yazılışı.
حركت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حركت. حركت attoman turkish I mean, حركت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حركت, Ottoman Turkish English Dictionary
حركت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حركت تعني باللغة الإنجليزية. حركت ماذا يعني في اللغة العثمانية. حركت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حركت
حركت چه کلمات انگلیسی چیست؟ حركت به معنای انگلیسی. حركت چه در زبان عثمانی بود. حركت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حركت
hareket ~ حركت güncel sözlüklerde anlamı:
HAREKET ::: Kımıldanma. Davranış. Yola çıkmak. Bir cismin sabit bir noktaya göre yerinin veya durumunun değişmesi. Sarsıntı.
hareket ::: (a. i. c. : harekât) : 1) sarsıntı, deprem, (bkz. : zelzele).
hareket-i arz ::: yer sarsıntısı, deprem. 2) kımıldama, oynama, yer değiştirme. 3) iş işleme, iş görme, davranma. 4) tavır, tarz, muamele, gidiş. 5) yola çıkma, (bkz. : azîmet). 6) [eskiden medreselerde bir derece. 7) müz. armonide sesten sese gitme.
hareket-i dâhil ::: tar. Kanunî zamanında Süleymâniye Medresesinin binasından sonra on ikiye çıkarılan tarîk-i tedrîs (okutma yolu) silsilesinin dördüncü mertebesindeki müderrislerine verilen bir unvan. .
hareket-i devrâniyye ::: noktalarının hepsi düzeyleri sabit bir mihvere dikey dâireler çizen cismin hareketi.
hareket-i dîdânî ::: (bkz. : hareket-i dûdîyye).
hareket-i dûdiyye ::: zool. soğulcan gibi hayvanların büzülmesi hâli. (bkz. : hareket-i dîdâniyye).
hareket-i gayr-i ihtiyâriyye, hareket-i gayr-i irâdiyye ::: istemiyerek yapılan hareket.
hareket-i gayr-i muntazama ::: intizamsız, düzensiz hareket.
hareket-i hâriç ::: tar. Kanunî zamanında Süley-mâniye Medresesi'nin binasından sonra on ikiye çıkarılan tarîk-i tedrîs (okutma yolu) silsilesinin ikinci mertebesindeki müderrislerine verilen bir unvan.
hareket-i kasriyye ::: fiz. bir haricî sebep te'siriy. le meydana gelen hareket, (bkz. : hareket-i müktesebe ).
hareket-i mör'iyye ::: koz. gerçekte bulunmadığı halde var imiş gibi görünen hareket, (bkz. : hareket-i zâhiriyye).
hareket-i mutlaka ::: fiz. hareketli noktanın, hareketsiz noktalara göre hareketi.
hareket-i muttasıla ::: fiz. dâima bir tarafa yönelen cismin hareketi, [aksi olursa, hareket-i munfasıla denir].
hareket-i müktesebe, ::: (bkz. : hareket-i kasriyye).
hareket-i müstakime ::: fiz. doğru bir çizgi üzerinde olan hareket.
hareket-i müstedîre ::: fiz. bir münhani (eğri) yi tâkîben vâki olan hareket, * dairesel hareket.
hareket-i mütehavvile ::: fiz. türlü sebeplerden dolayı eşit zamanlarda aldığı mesafelerde çoğalan veya azalan noktanın hareketi.
hareket-i mütesâviye ::: fiz. müsâvî, (*eşit), zamanlarda müsavî (eşit) mesafe alan noktanın hareketi, düzgün değişen hareket.
hareket-i zâhiriyye ::: (bkz. : hareket-i mer'iyye).
hareket ::: kımıldanma, davranma.
Hareket :::
- Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon.
- Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
Örnek: Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı. R. H. Karay - Davranış, tutum
Örnek: Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır. H. E. Adıvar - Yola çıkma.
- Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım.
- Yer sarsıntısı, deprem
- Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri.
- Devinim.
- Bir organizmanın çeşitli kısımlarının birbirine göre durumunu ya da yerini değiştirmesi.
hareket ::: davranış , hareket , kımıldanma
hareket ::: hareket
hareket ::: davranış
hareket ::: akım, davranış, deprem, devinim, eylem, faaliyet, fiil, tutum, yürürlük
HAREKET :::