HUR ::: Noksan, eksik.

HUR ::: f. Güneş, şems.

HUR ::: f. Güneş. * Yiyecek şey.

HUR ::: f. Güneş, şems.

HUR ::: (Ahver. C.) Ahu gözlüler. Gözleri iri ve siyah kısmı pek siyah; beyaz kısmı pek beyaz olan kızlar. * Cennet kızları, huriler.

harr ::: (a. i. c. : harûr) : hararet, sıcaklık, sıcak.

harr-ı şedîd ::: şiddetli hararet.

harr-ı temmuz ::: temmuzun sıcaklığı, temmuz sıcağı.

hur ::: (f. i.) : Güneş, (bkz. : Âf-tâb, Hurşîd, Şems).

hûr ::: (f. i.) : Güneş, (bkz. : Âf-tâb, Hurşîd, Mihr, Şems). 2) yiyecek, yiyinti, (bkz. : hûrd, hûrdenî).

hûr ::: (a. i. ahver ve havrâ'nın c.) : 1) âhû gözlüler, gözlerinin akı karasından çok olanlar. 2) (c. hûriyân) cennet kızları, huriler.

hûr-i în ::: (bkz. : hûrî).

hürr ::: (a. s.) : esîrolmıyan, karışanı görüşeni olmıyan, serbest.

hûr ::: huri

hür ::: özgür

hürr ::: özgür , serbest

hur ::: güneş , şems

hûr ::: ‬huri

hür ::: ‬özgür

hürr ::: ‬özgür

hûr ::: (f. i.) Güneş, (bkz. : Âf-tâb, Hurşîd, Mihr, Şems).

hur ::: (f. i.) Güneş, (bkz. : Âf-tâb, Hurşîd, Şems).

hûr ::: (f. i.) Güneş, (bkz. : Âf-tâb, Hurşîd, Mihr, Şems). 2) yiyecek, yiyinti, (bkz. : hûrd, hûrdenî).

hürr ::: (a. s.) esîrolmıyan, karışanı görüşeni olmıyan, serbest.

HUR :::