istidrac ~ استدراج
Redhouse Sözlüğü - istidrac ~ استدراج maddesi. Sayfa: 93 - Sira: 15
![](/rsm/red/5/93-15.png)
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü istidrac - استدراج ingilizce anlamı, استدراج - istidrac osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte استدراج - istidrac kelimesi nasıl geçiyor. istidrac osmanlıca nasıl yazılır. istidrac nedir, istidrac ne demek arapca yazılışı.
استدراج means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language استدراج. استدراج attoman turkish I mean, استدراج What is the meaning of the word, what does it mean in turkish استدراج, Ottoman Turkish English Dictionary
استدراج ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ استدراج تعني باللغة الإنجليزية. استدراج ماذا يعني في اللغة العثمانية. استدراج ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية استدراج
استدراج چه کلمات انگلیسی چیست؟ استدراج به معنای انگلیسی. استدراج چه در زبان عثمانی بود. استدراج به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت استدراج
istidrac ~ استدراج güncel sözlüklerde anlamı:
iSTiDRAC ::: Derece derece yükselmeyi isteyiş. * Ist: Hakkı ve hakiki değeri olmadığı halde ve kabiliyetsizliğine rağmen bir kimsenin kesret-i nimete mazhar olması ve bu sebeple küfür ve isyana devam etmesi ile azab ve gazab-ı İlâhiyeye yaklaşması.(Neuzü billah, bu öyle bir işdir ki: Hikmet-i İlâhiye ile bazı kâfirlerin muradı zuhur eder, istediği hârika bir surette olur. Ve bunların küfürleri, Allah'a isyanları da böylece ziyadeleşir.)(... Keramet ile müşerref olan bir şahıs, bilerek harika bir emre mazhar olursa, o halde eğer nefs-i emmaresi baki ise, kendine güvenmek ve nefsine ve keşfine itimat etmek ve gurura düşmek cihetinde istidrac olabilir. M.)(Keramet ile istidrac manen birbirine mübayindir. Zira keramet, mu'cize gibi Allah'ın fiilidir. Ve o keramet sâhibi de kerametin Allah'tan olduğunu bilir ve Allah'ın kendisine hâmi ve rakib olduğunu da bilir. Tevekkül ü yakîni de fazlalaşır. Lâkin, bazan Allah'ın izniyle kerametilerine şuuru olur, bazan olmaz. Evlâ ve eslemi de bu kısımdır.İstidrac ise, gaflet içinde iken eşya-yı gaybiyenin inkişafından ve garip fiilleri izhar etmekten ibarettir. Fakat, bu istidrac sahibi, nefsine istinad ve iktidarına isnad etmekle enaniyeti, gururu öyle fazlalaşır ki okumaya başlar. Lâkin o inkişaf, tasfiye-i nefs ve tenevvür-ü kalb neticesi olduğu takdirde, ehl-i istidrac ile ehl-i keramet arasında tabaka-i ulada fark yoktur. Tam mânasiyle fenaya mazhar olanlar ise, onlara da Allahın izniyle eşya-yı gaybiye inkişaf eder. Ve onlar da, o eşyayı Fenâfillâh olan havaslariyle görürler. Bunun istidracdan farkı pek zâhirdir. Zira, zâhire çıkan bâtınlarının nuraniyeti, mürâilerin zulümatiyle iltibas olmaz. M.N.)
istidrâc ::: (a. i. derece'den.) : 1) derece derece ilerileme. 2) değeri, hakkı olmadığı halde talihin lûtfuna uğrayıp, kaderi düzgün gitme. 3) şerircesine muvaffakiyet. 4) fâsık veya kâfir olduğu belli bir şahsın gösterdiği isteğe uygun hârika, (bkz. : ihanet, keramet, mu'cize).
istidrâc ::: derece derece yükselme, hayırsız başarı.
iSTiDRaC ::: Allahü teâlâ, her şeyi bir sebeb altında yaratmaktadır. Allahü teâlâ sevdiği insanlara, iyilik ve ikrâm olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için bunlara âdetini bozarak sebebsiz şeyler yaratıyor. Bunlar kâfirlerden, fâsıklardan ve günâhı çok olanlardan zuhûr ederse, istidrâc olur. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî)
Bir kimse peygamberlere tâbi olmadan doğru yolda yürümek isterse, muhakkak eğri yola sapar. Eğer eline birşeyler geçerse, istidrâcdır. Sonu zarar ve ziyândır. (İmâm-ı Rabbânî)
istidrâc ::: derece derece yükselmeyi istemek , fasık veya kafir olduğu belli bir şahsın gösterdiği harika , derece derece yükselme , hayırsız başarı , derece derece yükselmeyi isteyiş , ıst: hakkı ve hakiki değeri olmadığı halde ve kabiliyetsizliğine rağmen bir kimsenin kesret-i nimete mazhar olması ve bu sebeple küfür ve isyana devam etmesi ile azab ve gazab-ı ilahiyeye yaklaşması
istidrâc ::: (a. i. derece'den.) 1) derece derece ilerileme. 2) değeri, hakkı olmadığı halde talihin lûtfuna uğrayıp, kaderi düzgün gitme. 3) şerircesine muvaffakiyet. 4) fâsık veya kâfir olduğu belli bir şahsın gösterdiği isteğe uygun hârika, (bkz. : ihanet, keramet, mu'cize).
İSTİDRAC :::