hafıza ~ حافظه
Redhouse Sözlüğü - hafıza ~ حافظه maddesi. Sayfa: 754 - Sira: 15
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü hafıza - حافظه ingilizce anlamı, حافظه - hafıza osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte حافظه - hafıza kelimesi nasıl geçiyor. hafıza osmanlıca nasıl yazılır. hafıza nedir, hafıza ne demek arapca yazılışı.
حافظه means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language حافظه. حافظه attoman turkish I mean, حافظه What is the meaning of the word, what does it mean in turkish حافظه, Ottoman Turkish English Dictionary
حافظه ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ حافظه تعني باللغة الإنجليزية. حافظه ماذا يعني في اللغة العثمانية. حافظه ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية حافظه
حافظه چه کلمات انگلیسی چیست؟ حافظه به معنای انگلیسی. حافظه چه در زبان عثمانی بود. حافظه به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت حافظه
hafıza ~ حافظه güncel sözlüklerde anlamı:
HaFIZA ::: Muhafaza eden. Ezberleme kuvvesi. Kuvve-i hâfıza.
hafıza ::: (a. i.) : 1) Kur'ân-ı Kerîm'i başından sonuna kadar ezberlemiş bulunan [kadın, kız]. 2) hissedilen, bilinen, görülen şeyleri; işitilen, konuşulan lâkırdılarıı ; duyulan, okunulan sözleri, ez. Derlenilen yazıları, kitapları zihinde hıfzeden, saklıyan hassa, kuvvet, fr. memoire. hâfıza-ı enam : halkın hafızası.
hafıza ::: (a. i.) : 1) Kur'ân-ı Kerîm'i başından sonuna kadar ezberlemiş bulunan [kadın, kız]. 2) hissedilen, bilinen, görülen şeyleri; işitilen, konuşulan lâkırdılarıı ; duyulan, okunulan sözleri, ez. Derlenilen yazıları, kitapları zihinde hıfzeden, saklıyan hassa, kuvvet, fr. memoire.
hafıza kuvveti ::: hafızası kuvvetli, (bkz. : kuvve-i hafıza).
hâfıza-i beşer nisyân ile ma'lûldür ::: insan hafıza, sında unutma hastalığı vardır.
hâfıza ::: ezberleme yeteneği.
HaFIZA ::: Hocam Vekî'e hâfızamın zayıflığından şikâyet ettim. Günâhları terketmemi söyledi. (İmâm-ı Şâfiî)
Az yemek yiyenin bedeni kuvvetli, kalbi nûrlu, hâfızası kuvvetli olur. Geçimi kolay olur, işlerinde lezzet bulur. Allahü teâlâyı çok anmış olur. Âhireti düşünür, ibâdetten aldığı lezzet her şeyde isâbeti (doğruyu bulması) ve irşâdı (yol göstermesi) çok, ahirette hesâbı kolay olur. (Muhammed bin Kutbüddîn İznikî)
Hafıza :::
- Bellek
Örnek: Hafızamı kilitlemiştim, maziyi hiç çıkaramıyordum, küflensin kalsın orada diyordum. A. Gündüz
hâfıza ::: hatırlama kābiliyeti , ezberleme yeteneği , muhafaza eden , ezberleme kuvvesi , kuvve-i hafıza
hâfızâ ::: bellek
hafıza ::: bellek
hafıza ::: bellek, hatır, yaddaş
HÂFIZA :::