cevher ~ جوهر
Redhouse Sözlüğü - cevher ~ جوهر maddesi. Sayfa: 691 - Sira: 35
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü cevher - جوهر ingilizce anlamı, جوهر - cevher osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte جوهر - cevher kelimesi nasıl geçiyor. cevher osmanlıca nasıl yazılır. cevher nedir, cevher ne demek arapca yazılışı.
جوهر means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language جوهر. جوهر attoman turkish I mean, جوهر What is the meaning of the word, what does it mean in turkish جوهر, Ottoman Turkish English Dictionary
جوهر ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ جوهر تعني باللغة الإنجليزية. جوهر ماذا يعني في اللغة العثمانية. جوهر ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية جوهر
جوهر چه کلمات انگلیسی چیست؟ جوهر به معنای انگلیسی. جوهر چه در زبان عثمانی بود. جوهر به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت جوهر
cevher ~ جوهر güncel sözlüklerde anlamı:
CEVHER ::: Bir şeyin özü, esası. * Kıymetli taş. * Çelik üzerindeki nakış. * Edb: Noktalı harf. * Yalnız noktalı harflerin ebcedîsi hesab edilerek yazılan manzum tarih. * Harflerin noktası. * Fls: Varlığı kendinden olan, var olmak için kendi dışında başka birşeye muhtaç olmayan varlık. Allah'a inanan filozoflar iki çeşit cevher kabul etmişlerdir. Yaratıcı cevher, Allah. Yaratılmış cevher, madde, ruh. Allah'ı cevher olarak vasıflandırmak noksan bir anlayıştır. Çünkü cevher Allah'ın sıfatlarından "kıyam-ı binefsihi: varlığı kendinden olan" sıfatını belirtebilir. Allah'ı sıfatları ve isimleriyle tanımak icab eder. Maddeci filozoflar cevher olarak yalnız maddeyi kubul ederler. Oysa madde Allah'ın yarattığı âlemlerden sadece biridir. Fizik ilmi maddenin enerjiye ve enerjinin maddeye dönüştüğünü göstermiştir. Madde de enerji de belli kanunlara bağlıdır. Kanun varsa kanun koyucu da vardır. Madde ve enerjiye hakim olan ve kanunları koyan, madde ve enerjiyi yaratan Allah'dır.
cevher ::: öz, kıymetli taş, atom.
CEVHER ::: Araz, sıfat demektir. Cevher üzerinde bulunur. Yalnız başına bulunmaz. (Seyyid Şerif)
2) Kıymetli, işlenebilir mâden. Mecâz olarak insanın istidâdı, yetişmeye elverişli olması manasına da kullanılır.
Yavrum o zamanki tövbenin, bağlılığın bir netice vermediğini sen de biliyorsun. Çünkü, Allahü teâlâyı seven ve unutmayanlardan uzak kalman, o seâdet tohumunun açılıp büyümesine mâni oldu. Fakat, o tohumun çürümemiş olması, bu yavrunun yetişmeye elverişli nefis bir cevher olduğunu göstermektedir. (İmâm-ı Rabbânî)
CEVHER ::: Araz, sıfat demektir. Cevher üzerinde bulunur. Yalnız başına bulunmaz. (Seyyid Şerif)
2) Kıymetli, işlenebilir mâden. Mecâz olarak insanın istidâdı, yetişmeye elverişli olması manasına da kullanılır.
Yavrum o zamanki tövbenin, bağlılığın bir netice vermediğini sen de biliyorsun. Çünkü, Allahü teâlâyı seven ve unutmayanlardan uzak kalman, o seâdet tohumunun açılıp büyümesine mâni oldu. Fakat, o tohumun çürümemiş olması, bu yavrunun yetişmeye elverişli nefis bir cevher olduğunu göstermektedir. (İmâm-ı Rabbânî)
Cevher :::
- Bir şeyin özü, maya, gevher
Örnek: Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum. S. F. Abasıyanık - Değerli süs taşı, mücevher.
- İyi yetenek
Örnek: Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır. P. Safa - Töz.
- İçindeki metal ya da yarımetallerin çeşitli yöntemlerle ayrılabileceği doğal bileşikler ve mineraller.İng.: ore Fr.: minéraux Alm.: Erz
cevher ::: öz , bir şeyin özü , mücevher , kıymetli taş
cevher ::: mücevher
cevher ::: öz
cevher ::: elmas
Cevher ::: Maya; öz; değerli taş; elmas
Cevher ::: Maya; öz; değerli taş; elmas
cevher ::: asıl, cevahir, maya, mücevher
cevher :::
CEVHER :::