edebiyat ~ ادبيات
Redhouse Sözlüğü - edebiyat ~ ادبيات maddesi. Sayfa: 49 - Sira: 22
![](/rsm/red/0/49-22.png)
1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü edebiyat - ادبيات ingilizce anlamı, ادبيات - edebiyat osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte ادبيات - edebiyat kelimesi nasıl geçiyor. edebiyat osmanlıca nasıl yazılır. edebiyat nedir, edebiyat ne demek arapca yazılışı.
ادبيات means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language ادبيات. ادبيات attoman turkish I mean, ادبيات What is the meaning of the word, what does it mean in turkish ادبيات, Ottoman Turkish English Dictionary
ادبيات ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ ادبيات تعني باللغة الإنجليزية. ادبيات ماذا يعني في اللغة العثمانية. ادبيات ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية ادبيات
ادبيات چه کلمات انگلیسی چیست؟ ادبيات به معنای انگلیسی. ادبيات چه در زبان عثمانی بود. ادبيات به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت ادبيات
edebiyat ~ ادبيات güncel sözlüklerde anlamı:
EDEBiYAT ::: Düşünce, duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle, manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifâde san'atı. Bu san'atla uğraşan ilim kolu. * Edebiyata âit yazıları toplayan kitap.Edebiyatın sözlük anlamından biri de edebe, yani terbiyeye uygun söz söylemektir. Demek ki edebiyatçı edepli olmalı, edepsizce söz ve yazılar edebiyat olamaz.(Edebiyatta vardır üç meydan-ı cevelân; onlar içinde gezer, haricine çıkamaz: Ya aşkla hüsündür, ya hamâset ve şehâmet, ya tasvir-i hakikat. İşte yabani edebse hamâset noktasında hakperestliği etmez.Belki zâlim nev-i beşerin gaddarlıklarını alkışlamakla kuvvet-perestlik hissini telkin eder. Hüsün ve aşk noktasında, aşk-ı hakiki bilmez.Şehvet-engiz bir zevki nefislere de zerkeder. Tasvir-i hakikat maddesinde, kâinata san'at-i İlâhî suretinde bakmaz;Bir sıbga-i Rahmanî suretinde göremez. Belki tabiat noktasında tutar, tasvir ediyor; hem ondan da çıkamaz.Onun için telkini aşk-ı tabiat olur. Maddeperestlik hissi, kalbe de yerleştirir; ondan ucuzca kendini kurtaramaz.Yine ondan gelen, dalâletten neş'et eden ruhun ıztırabatına, o edepsizleşmiş edeb (müsekkin, hem münevvim); hakiki fayda vermez. S.)
edebiyvât ::: a. i.) : 1) nazımlı, nesirli, güzel sözler. 2) bu sözlerden bahseden ilim.
edebivyât-ı Cedîde ::: (yeni edebiyat) : 1896 dan 1901 yılına kadar devam eden : Tevfik Fikret, Hâ-lit Ziya Uşaklıgil, Cenap Sahabettin ve arkadaşlarının mümessili bulundukları edebiyat okulu.
edebiyyât-ı Osmâniyye ::: Osmanlı edebiyatı.
edeb'yyit yapmak ::: mec. güzel ve uzun uzun sözlerle mevzu dışnda konuşmak.
edebiyat ::: güzel ve etkili biçimde konuşma ve yazma sanatı.
Edebiyat ::: Duygu, düşünce, olay ve olguları, etkili ve güzel biçimde anlatan söz sanatı.
edebiyat ::: güzel ve etkili biçimde konuşma ve yazma sanatı , düşünce , duygu veya herhangi bir hakikatı veya herhangi bir fikri yazı veya sözle , manzum veya nesir halinde güzel şekilde ifade san'atı , bu san'atla uğraşan ilim kolu , edebiyata ait yazıları toplayan kitap , edebiyatın sözlük anlamından biri de edebe , yani terbiyeye uygun söz söylemektir , demek ki edebiyatçı edepli olmalı , edepsizce söz ve yazılar edebiyat olamaz
edebiyat ::: yazın
EDEBİYAT :::