Çağdaş Sözlük

bereket ~ بركت

Redhouse Sözlüğü - bereket ~ بركت maddesi. Sayfa: 358 - Sira: 39

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü bereket - بركت ingilizce anlamı, بركت - bereket osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte بركت - bereket kelimesi nasıl geçiyor. bereket osmanlıca nasıl yazılır. bereket nedir, bereket ne demek arapca yazılışı.

بركت means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language بركت. بركت attoman turkish I mean, بركت What is the meaning of the word, what does it mean in turkish بركت, Ottoman Turkish English Dictionary

بركت ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ بركت تعني باللغة الإنجليزية. بركت ماذا يعني في اللغة العثمانية. بركت ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية بركت

بركت چه کلمات انگلیسی چیست؟ بركت به معنای انگلیسی. بركت چه در زبان عثمانی بود. بركت به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت بركت

bereket ~ بركت güncel sözlüklerde anlamı:

BEREKET ::: Bolluk. Çokluk. Feyiz. Cenab-ı Hakk'ın lütfu, ihsanı. Uğurluluk. Meymenet, saadet.(.. Kanaat-ı kat'iye verecek derecede tecrübeler vardır ki: Nasıl çocukların aczlerine binâen rahmet tarafından rızıkları hârika bir sûrette memeler musluklarından gönderiliyor ve akıttırılıyor... Öyle de, mâsumiyet kesbeden imanlı ihtiyarların rızıkları da, bereket sûretinde gönderiliyor. Hem bir hânenin bereket direği, o hanedeki ihtiyarlar olduğu; hem bir hâneyi belâlardan muhafaza edici, içindeki beli bükülmüş mâsum ihtiyarlar ve ihtiyareler bulunduğu, Hadis-i Şerifin bir parçası olan $ yani: "Beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasaydı, belâlar sel gibi üzerinize dökülecekti." diye ferman etmekle, bu hakikatı isbat ediyor. L.)

bereket ::: (a. i. c. : berekât) : 1) bolluk. 2) meymenet, saadet, mutluluk; Allah vegisi.

bereket ::: bolluk, çokluk, feyiz.

BEREKET ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Böylece İbrâhim'i ve (kardeşi oğlu) Lût'u (Irak'daki Nemrûd'dan) kurtarıp, içinde âlemlere (ağaçlar, tatlı meyveler, ırmaklar vb. şeylerle veya pek çok peygamber çıkarmak sûretiyle) bereketler verdiğimiz arza (Şam diyârına) çıkardık. (Enbiyâ sûresi: 71)

Bir kadın, Resûlullah'a hediye olarak bal göndermişti. Resûlullah efendimiz balı kabûl edip boş kabı geri gönderdi. Kab bal ile dolu olarak geri geldi. Kadın gelerek; "Yâ Resûlallah! Hediyemi niçin kabûl etmediniz. Acaba günahım nedir?" deyince, Resûlullah efendimiz; "Senin hediyeni kabûl ettik. Gördüğün bal, Allahü teâlânın hediyene verdiği berekettir" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Mir'ât-ı Kâinât)

Senenin bereketi, bahârından belli olur. (İmâm-ı Rabbânî)

2. Hayır, fayda.

Şeytan her işinizde sizinle berâber bulunur. Hattâ yemekte bile. Birinizin lokması düşerse, onu alıp tozunu temizleyip yesin. O lokmayı şeytanlara bırakmasın. Çünkü bereketin hangi lokmada olduğu bilinmez. (Hadîs-i şerîf-Müslim)

Ticârete hiyânet karışınca bereket gider. (Hadîs-i şerîf-Tergîb vet-Terhîb)

Bir kimse Allahü teâlâ emr ettiği için çalışır, rızkını helâl yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık ona bereketli olur. (Seâdet-i Ebediyye)

Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına vesîle olur. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sâhibinin dünyâda ve âhirette felâketine sebeb olur. O halde malın çok olması değil, bereketli olmasını istemelidir. (İmâm-ı Gazâlî)

3. Rahmet.

Kur'ân-ı kerîm okunan eve bereket gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytanlar oradan kaçar. (Ebû Hüreyre)

Kur'ân-ı kerîm okunan eve bereket iner. Bu zaman yapılan duânın kabûl olması umulur. (Abdülhakîm-i Arvâsî)

BEREKET ::: Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki:

Böylece İbrâhim'i ve (kardeşi oğlu) Lût'u (Irak'daki Nemrûd'dan) kurtarıp, içinde âlemlere (ağaçlar, tatlı meyveler, ırmaklar vb. şeylerle veya pek çok peygamber çıkarmak sûretiyle) bereketler verdiğimiz arza (Şam diyârına) çıkardık. (Enbiyâ sûresi: 71)

Bir kadın, Resûlullah'a hediye olarak bal göndermişti. Resûlullah efendimiz balı kabûl edip boş kabı geri gönderdi. Kab bal ile dolu olarak geri geldi. Kadın gelerek; "Yâ Resûlallah! Hediyemi niçin kabûl etmediniz. Acaba günahım nedir?" deyince, Resûlullah efendimiz; "Senin hediyeni kabûl ettik. Gördüğün bal, Allahü teâlânın hediyene verdiği berekettir" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Mir'ât-ı Kâinât)

Senenin bereketi, bahârından belli olur. (İmâm-ı Rabbânî)

2. Hayır, fayda.

Şeytan her işinizde sizinle berâber bulunur. Hattâ yemekte bile. Birinizin lokması düşerse, onu alıp tozunu temizleyip yesin. O lokmayı şeytanlara bırakmasın. Çünkü bereketin hangi lokmada olduğu bilinmez. (Hadîs-i şerîf-Müslim)

Ticârete hiyânet karışınca bereket gider. (Hadîs-i şerîf-Tergîb vet-Terhîb)

Bir kimse Allahü teâlâ emr ettiği için çalışır, rızkını helâl yoldan ararsa, ezelde belli olan rızkına kavuşur. Bu rızık ona bereketli olur. (Seâdet-i Ebediyye)

Az bir mal, bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına vesîle olur. Bereketli olmayan çok mal vardır ki, sâhibinin dünyâda ve âhirette felâketine sebeb olur. O halde malın çok olması değil, bereketli olmasını istemelidir. (İmâm-ı Gazâlî)

3. Rahmet.

Kur'ân-ı kerîm okunan eve bereket gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytanlar oradan kaçar. (Ebû Hüreyre)

Kur'ân-ı kerîm okunan eve bereket iner. Bu zaman yapılan duânın kabûl olması umulur. (Abdülhakîm-i Arvâsî)

Bereket :::


  1. Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan
    Örnek: Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket. O. V. Kanık

  2. Yağmur.

  3. İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda
    Örnek: Bereket, o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum. E. Bener

bereket ::: bolluk , uğur , çokluk , feyiz

bereket ::: ‬bolluk

bereket ::: uğur

bereket ::: (a. i. c. : berekât) 1) bolluk. 2) meymenet, saadet, mutluluk; Allah vegisi.

bereket ::: bolluk, yağmur

BEREKET :::

Bolluk. Çokluk. Feyiz. Cenab-ı Hakk'ın lütfu, ihsanı. Uğurluluk. Meymenet, saadet.(.. Kanaat-ı kat'iye verecek derecede tecrübeler vardır ki: Nasıl çocukların aczlerine binâen rahmet tarafından rızıkları hârika bir sûrette memeler musluklarından gönderiliyor ve akıttırılıyor... Öyle de, mâsumiyet kesbeden imanlı ihtiyarların rızıkları da, bereket sûretinde gönderiliyor. Hem bir hânenin bereket direği, o hanedeki ihtiyarlar olduğu; hem bir hâneyi belâlardan muhafaza edici, içindeki beli bükülmüş mâsum ihtiy