Çağdaş Sözlük

basit ~ باسط

Redhouse Sözlüğü - basit ~ باسط maddesi. Sayfa: 323 - Sira: 29

1880 yılı, Redhouse Türkçe İngilizce sözlüğü basit - باسط ingilizce anlamı, باسط - basit osmanlıca ne demek. İngilizce osmanlıca sözlükte باسط - basit kelimesi nasıl geçiyor. basit osmanlıca nasıl yazılır. basit nedir, basit ne demek arapca yazılışı.

باسط means in Ottoman Turkish. What does that mean in the Ottoman language باسط. باسط attoman turkish I mean, باسط What is the meaning of the word, what does it mean in turkish باسط, Ottoman Turkish English Dictionary

باسط ما هي الكلمات الإنجليزية تعني؟ باسط تعني باللغة الإنجليزية. باسط ماذا يعني في اللغة العثمانية. باسط ماذا يعني التركي. العثماني قاموس اللغة الإنكليزية. قاموس اللغة الإنجليزية باسط

باسط چه کلمات انگلیسی چیست؟ باسط به معنای انگلیسی. باسط چه در زبان عثمانی بود. باسط به چه معنی است ترکی. واژه نامه انگلیسی عثمانی. فارسی انگلیسی فرهنگ لغت باسط

basit ~ باسط güncel sözlüklerde anlamı:

BASiT ::: Kıymetsiz. * Geniş * Yaygın olan. * Mücerred ve münferid olup, mürekkeb ve müellef olmayan. * Neş'eli. Güleryüzlü. Düz, arızasız, engelsiz. * Edb: Aruz vezinlerinden biri.

bâsit ::: (a. s. bast'dan.) : 1) yayan, yayıcı.

bâsıt-ür-rızk ::: Allah. 2) anat. Bir uzvu uzatıp açan [adale].

basit ::: (a. s. bast'dan.) : 1) sâde, düz, arızasız, engelsiz. 2) açık, geniş, yayvan, yaygın. 3) sâde, yalın. 4) neşeli, şen, güleryüzlü. 5) i. aruz vezinlerinden biri. (bkz. : aruz). 6) kolay, (bkz. : âsân, sehl).

basit ::: sade, düz, bölünmez.

Basit :::


  1. Yapılması veya anlaşılması kolay olan, karışık olmayan, bayağı
    Örnek: Derin hislerden uzak, basit zevklere düşkün, bütün manasıyla alafranga bir adamdı. Y. K. Karaosmanoğlu

  2. Kolay
    Örnek: En basit şeyi yazamayacak kadar cahildi. H. Taner

  3. Süssüz, gösterişsiz
    Örnek: Üstünde basit ve kapalı bir çarşaf vardı. A. Gündüz

  4. Bilgi ve görgüsü sınırlı olan, bayağı, görgüsüz
    Örnek: Bu, fikirsiz, basit ve masum bir çocuk hafifliği değildi. R. N. Güntekin

  5. Her zaman rastlanan, özelliği olmayan, olağan
    Örnek: Bu basit takılmalar, her seferinde onları güldürdü. N. Cumalı

basît ::: sade , kolay

basit ::: düz

basît ::: ‬sade

basît ::: kolay

basit ::: (a. s. bast'dan.) 1) sâde, düz, arızasız, engelsiz. 2) açık, geniş, yayvan, yaygın. 3) sâde, yalın. 4) neşeli, şen, güleryüzlü. 5) i. aruz vezinlerinden biri. (bkz. : aruz). 6) kolay, (bkz. : âsân, sehl).

basit ::: bayağı, cılız, kolay, mahdut, olağan, yalın

BASİT :::

Kıymetsiz. * Geniş * Yaygın olan. * Mücerred ve münferid olup, mürekkeb ve müellef olmayan. * Neş'eli. Güleryüzlü. Düz, arızasız, engelsiz. * Edb: Aruz vezinlerinden biri